liner

  1. Noun (beyzbol) alçak vuruş: topa alçaktan hızla gidecek şekilde yapılan vuruş.
  2. Noun (şirkete ait) gemi/uçak, büyük yolcu gemisi/uçağı, transatlantik.
  3. Noun çizen/çizgilerle işaretleyen (kimse/şey).
  4. Noun, Baseball (bkz: line drive ).
  5. Noun (kozmetik) göz kalemi.
  6. Noun astarcı: elbiseye astar geçiren kimse.
  7. Noun astar.
  8. Noun (a) fonograf plağının koruyucu kılıfı, (b) bu kılıf üzerindeki izahat.
  9. Noun, Engineering silindir kovanı/gömleği.
yolcu uçağı. Noun
şilep
yük gemisi
gömlek
ekspres gemi
yakıt ikmal uçağı
muhtelif yük taşıyan yük gemisi
belirli bir politikaya kesin destek veren
ifratçı
müfrit
miğfer altı: çelik miğfer içine başı incitmemesi için konulan kumaş/plastik altlık.
stüdyoya telefon edenlerin konuşmalarının yayınlandığı bir radyo ya da televizyon programının sunucusu
lüks transatlantik
lüks transatlantik
transatlantik, okyanus yolcu gemisi. Noun
parti disiplininden çıkmayan ülke
parti disiplininden çıkmayan üye
yolcu gemisi
iç astar koruma Noun
yıldız
ileri gelen
transatlantik gemisi
düzenli hat konşimentosu Noun, Maritime Traffic
navlun ve yolcu hususunda karşılıklı çıkarlarını korumak için birleşmeleri Noun
parça eşya yükü
örtü plakası Noun, Construction
belirli bir hatta sefer yapan gemi sahiplerinin aralarında anlaşarak saptadıkları navlun
hat trafiği
belirli limanlar arasında denizcilik şirketi tarafından yapılan düzenli seferlerde uygulanan taşıma koşulları Noun
düzenli vapur seferleriyle yapılan deniz taşımacılığı
transatlantik gemisi