lose

  1. Verb kaybetmek, yitirmek, zayi etmek.
    I lost my money/my key. He lost his way in the mist. to lose one's
    job/one's life. to lose a bet. to lose one's balance/one's courage. to lose a fortune at the gambling table. to lose a face in the crowd. We lost him in the crowd.
  2. Verb kaybolmak, yitmek, izi bulunamamak.
    Ship and crew were lost. We lost ourselves in the woods.
  3. Verb (zaman vb.) kaybetmek, boşuna geçirmek/harcamak.
    to lose time in waiting.
    The doctor lost no
    time in getting the sick man to hospital: Doktor vakit kaybetmeden hasta adamı hastaneye yatırdı.
  4. Verb kaybettirmek, kaybetmesine sebep olmak.
    You have lost the poor fellow his job: Zavallıya işini
    kaybettirdin/onu işinden ettin.
    The delay lost the battle for them: Gecikme yüzünden muharebeyi kaybettiler.
  5. Verb (yol vb.) şaşırmak.
    He lost his way in the strange city.
  6. Verb kaçırmak.
    I lost not a word of the speech. We lost the train.
    to lose a chance: Fırsatı (elden) kaçırmak).
  7. Verb (düşünceye vb.) dalmak, garkolmak.
    I had lost myself in the thoughts: Düşüncelere daldım.
  8. Verb (doktor hastayı) kurtaramamak, (müşteri) kaybetmek.
    This doctor lost several patients: (a) bu
    doktorun hastalarından çoğu öldü. (b) Bu doktor müşterilerinden çoğunu kaybetti.
  9. Verb (kadın) çocuk düşürmek/zayi etmek.
  10. Verb zarara girmek/uğramak.
    to lose on a contract: bir kontratta zarar etmek.
  11. Verb yenilmek, mağlûp olmak, (yarış/savaş/oyun vb.) kaybetmek.
    We played well but we lost.
  12. Verb değerinden kaybetmek.
    a classic that loses in translation.
  13. Verb azıtmak.
  14. Verb mahrum olmak.
  15. Verb geri kalmak.
    This watch loses 3 minutes a day.
otomobilin kontrolunu kaybetmek Verb
otomobilin kontrolünü kaybetmek Verb
dengesini yitirmek Verb
tersi dönmek Verb
pusulası şaşmak Verb
yolunu kaybetmek Verb
davasını kaybetmek Verb
iş mevkiini kaybetmek Verb
soğukkanlılığını kaybetmek Verb
soğukkanlılığını kaybetmek Verb
halkın gözünde itibarıni kaybetmek Verb
müşterilerini kaybetmek Verb
borçları ödenmeden kalmak Verb
işini kaybetmek Verb
itibarını kaybetmek Verb
dengesini kaybetmek Verb
(a) saçı dökülmek, (b)
argo öfkelenmek.
(a) tepesi atmak, çok öfkelenmek, aklı başından gitmek, şaşırmak, itidalini/soğukkanlılığını kaybetmek,
pusulayı şaşırmak, (b) boynu vurulmak, kafası kesilmek.
itidalini/soğukkanlılığını kaybetmek.
(birine) âşık olmak gönül vermek, kalbini kaptırmak.
gerçeklik duygusundan uzaklaşmak Verb
şerefini beş paralık etmek Verb
bağımsızlığını kaybetmek Verb
işini kaybetmek Verb
davasını kaybetmek Verb
ölmek Verb
kazada hayatını kaybetmek Verb
kazada hayatıni kaybetmek Verb
hafızasını kaybetmek Verb
cesaretini kaybetmek Verb
taşmak Verb
halkın gözünden düşmek Verb
mevkiinden olmak Verb
işini kaybetmek Verb
büyük bir kudret olmaktan çıkmak Verb
soğukkanlılığını kaybetmek Verb
itibarını kaybetmek Verb
bir teminat altında haklarını kaybetmek Verb
bir teminat altında haklarını kaybetmek Verb
parlamentoda sandalyesini kaybetmek Verb
yön duygusunu yitirmek Verb
aklını kaybetmek Verb
meteliksiz kalmak.
rütbesi indirilmek Verb
çok kızmak, öfkelenmek, tepesi atmak.
tahtını kaybetmek Verb
tahtı kaybetmek Verb
sönmek Verb
aklını yitirmek Verb
koflaşmak Verb
Bu tavırları bırak! Exclamation, Idioms
Bana tavır yapma! Exclamation, Idioms
Surat etmeyi keser misin? Exclamation, Idioms
mallarının büyük bölümünü kaybetmek Verb
hikâyenin neresinde kaldığını unutmak Verb
tabiyet kaybı, vatandaşlığın kaybedilmesi Noun, International Law
itidalinımuhafaza etmek Verb
kaçırmak Verb
şaşmak Verb
bir tahtası eksik olmak Verb
kaybedecek vakti olmamak Verb
iş kaybı
içeride olmak Verb
(meclisten) geçirememek Verb
önergeyi onaylatamamak Verb
bir davayı kaybetmek Verb
bir davayı gıyap kararıyla kaybetmek Verb
mahkeme de davayı kaybetmek Verb
mahkemede davayı kaybetmek Verb
davayı kaybetmek Verb
bir mektubu bütün ayrıntılarıyla anlayamamak Verb
insanlıktan çıkarmak Verb
bir pazarı kaybetmek Verb
önergeyi kabul ettirememek Verb
bir hakkı yitirmek Verb
ünvanını kaybetmek Verb
umut kesmek Verb
duygusunu yitirmek Verb
nisbet duygusunu yitirmek Verb
korkunç boyutlara varmak Verb
alçalmak Verb
bir davayı kaybetmek Verb
bir işi kaçırmak Verb
bir boyun farkıyla kaybetmek Verb
arkada kalmak Verb
çaldırmak Verb
… ile bir şey kaybetmek/kaybı olmak.
You will lose nothing by waiting: Beklemekle bir şey kaybetmezsin/bir kaybın olmaz.
(benzi/yüzü) sararmak, benzi atmak.
As her illness got worse she lost more and more color: Hastalığı
ilerledikçe benzi daha çok sarardı.
bilinçini yitirmek Verb
bayılmak Verb
dalmak Verb
uçağın kontrolünü kaybetmek Verb
kontrolünü kaybetmek Verb
direksiyonun hâkimiyetinıkaybetmek Verb
saymayı şaşırmak Verb
sayısını hatırlayamamak Verb
itidalini kaybetmek.
alçalmak Verb
itibarını kaybetmek, küçük düşmek.
yürürlükten kalkmak Verb
(fiyat , kur) yavaş yavaş inmek Verb
(a) gerilemek, üstünlüğünü kaybetmek, fenalaşmak, (b) (ordu) ric'at etmek, geri çekilmek, (c) rağbetten düşmek, itibar görmemek.
geri çekilmek, mevkiini kaybetmek.
ye'se düşmek, fütur getirmek, cesareti/ümidi kırılmak.
çok kaybı olmak Verb
(uçak) irtifa kaybetmek Verb
canlılığını yitirmek Verb
değer kaybetmek Verb
ilgisini kaybetmek Verb
ilgisini yitirmek Verb
(bir kimseye/bir şeye karşı) ilgisini kaybetmek, artık ilgilenmemek.
sönmek Verb
cilası gitmiş olmak Verb
çözülmek Verb
değerini kaybetmek Verb
zarar etmek Verb
kötü yatırım sonucu parasını yitirmek Verb
bir alışverişte kaybetmek Verb
(a) yolunu kaybetmek/şaşırmak, (b) kaybolmak, sırra kadem basmak, izini kaybetmek.
He lost himself
in the crowd. (c) (düşünce vb.) dalmak, garkolmak, zihnini tamamen işgal etmek.
to lose oneself in thought. (d) kendini kaybetmek, kendinden geçmek.
kitaba dalıp her şeyi unutmak Verb
istediğini elde edememek, bozguna/yenilgiye uğramak.
ihaleden eli boş dönmek Verb
bir ihalede eli boş dönmek Verb
önceliğini kaybetmek Verb
aklını kaçırmak.
gözleri kararmak Verb
(a) gözden kaçırmak/uzak tutmak, dikkate almamak.
We mustn't lose sight of the fact that … : …
hususunu gözden uzak tutmamalıyız. (b) artık görememek, gözden kaybetmek.
I lost sight of him in the crowd: Kalabalıkta gözden kaybettim.
çarptırmak Verb
spekülasyon da zarara uğramak Verb
spekülasyonda zarara uğramak Verb
hız kesmek Verb
kuvvetden düşmek Verb
halkın güvenini yıkmak Verb
halkın güveninıyıkmak Verb
rehin hakkını kaybetmek Verb
postaya yetişememek Verb
izi kaybetmek Verb
sendika üyelerinin oyunu kaybetmek Verb
bahis bahsi kaybetmek Verb
yenilmek
savaşı kaybetmek Verb
(a) vakit kaybetmek, (b) (saat) geri kalmak.
...'e yenilmek Verb, Sports
esnekliği kaybetmek Verb
teması kaybetmek Verb
şaşırmak Verb
izini yitirmek/kaybetmek, bağlantıyı kaybetmek, kaydını tutmamak.
bir şeyin izini kaybetmek Verb
gözden kaybetmek Verb
oy kaybetmek Verb
savaşı kaybetmek Verb
bir savaşı kaybetmek Verb
(gemi) yol kaybetmek Verb
kilo kaybetmek Verb
zayıflamak Verb
düdük gibi kalmak Verb
kilo vermek Verb
incelmek Verb
aklını kaçırmak Verb
sabrı taşmak Verb
itidalini kaybetmek Verb
gözleri kararmak Verb
tepesi atmak Verb
sükûnetini kaybetmek Verb
tadı kaçmak Verb
zayıflatmak Verb
beni her durduruşunda sayımı şaşırtıyorsun
10 doları kaybetmeyi göze almak Verb
kaybedecek bir şeyi olmamak Verb
kazanmayı olduğu kadar kaybetmeyi de düşünerek tehlikeyi göze almak.
(a) matlaşmak, donuklaşmak, cilâsını/parlaklığını yitirmek/kaybetmek, (b) ilginçliğini/çekiciliğini/cazibesini kaybetmek.
unvanını kaybetmek Verb
Ne kaybedersin?
Kaybedecek neyin var?