kendi malının yegâne sahibi olmak
Verb
kendi malınin yegâne sahibi olmak
Verb
malı mülkünün tümünün hâkimi olmak
Verb
kendi evinin efendisi olmak
Verb
zamanını dilediği gibi kullanmak
Verb
kendi kendinin efendisi olmak
Verb
işverenine ihtarda bulunmak
Verb
işverene ihtarda bulunmak
Verb
duygularına hâkim olmak
Verb
master diplomasını almak
Verb
efendisine sadık bir şekilde hizmet etmek
Verb
master diplomasını almak
Verb
birinin çırağını başka birine devretmek
Verb
gemi sahibince kaptan tayini
bir sikke ya da külçe içindeki değerli maden miktarını resmen söyleyen kişi
(erkek) beden eğitimi öğretmeni.
Noun
dünya satranç şampiyonu.
Noun
askerî şövalye örgütü başkanı.
Noun
bir hocadan öğrenmek
Verb
matematik öğretmeni
Noun, Mathematics
eski üstat, özellikle 15-18'inci yüzyılda yetişen ünlü sanatçı.
Noun
eski ünlü sanatçıların yaptığı tablo/resim.
Noun
üstat, usta: bilgi, görgü ve tecrübede üstün kimse.
Noun
(bir cemiyet, lonca, meslek kuruluşu vb. de) önceki başkan.
Noun
parça başı iş yaptıran taşeron
(Br) parça başı iş yaptıran taşeron
liman başkanı
Noun, Maritime Traffic
sahne eşyalarını sağlayan kimse
aksesuar sorumlusu
Noun, Cinema
radyoda bilgi yarışmasında soru soran kimse
bir gemiye kumanda eden ya da kumanda etmeyi bilen kişi
geminin sahibi veya sahiplerinin çoğunluğunca kaptan tayini
Noun
bir güçlüğün üstesinden gelmek
Verb
yabancı bir dile iyice hâkim olmak
Verb
bir dili iyi öğrenmek
Verb
bir duruma hâkim olmak
Verb
bir konuya hâkim olmak
Verb
hava gediklisi, havacı assubay.
Noun
işveren (efendi)- uşak ilişkisi
(US) anne ve babanın yatak odası
Noun
çok önemli/hayatî sebep/bilgi/haber.
Noun
ana kontrol (radyo ya da televizyon istasyonunun merkez kontrol sistemi ; ana kontrol hesabı ; ana denetim
yordamı ; (sinema filmi) orijinal kopya
ana kopya
Information Technology
dalış amiri
Noun, Maritime Traffic
uzman elektrikçi
Noun, Employment
usta, uzman, erbap, yetenekli/hünerli kimse, eli uz, marifetli, maharetli.
Noun
ustalık, uzmanlık, yetenek, hüner, maharet, marifet, beceri, el uzluğu.
Noun
bir hâkim yardımcısı duruşmadan önce ihzari nitelikteki bazı hususları inceler
mahkeme kararlarını icra eder
(Br) birinin akıl hastası olup olmadığına karar vermesi için mahkemece tayin olunan memur
maymuncuk (bütün kapıları açan anahtar
bütün kapıları açan anahtar
tüccar gemisi kaptanı.
Noun
baş farmason, 3'üncü dereceye erişmiş farmason.
Noun
baş makinist, baş teknisyen, ustabaşı.
Noun
(US) şehir planlama müdürü
(Br) medeni hukuk hâkim yardımcısı
ambarların havalandırılması gibi işlerle görevli
gemide seyirle ilgisi olmayan yardımcı kaptan
seyirle ilgisi olmayan yardımcı kaptan
(Temyiz mahkemesi , Br) en yüksek hâkim
ana/temel/esas plân, yönlendirici plân.
An architect has created a master plan for the monument.
master-plan: ana/temel/esas plânını yapmak, esasını plânlamak.
Noun
(hayat sigortası) grup poliçesi
üstün/hâkim ırk, başka ırklara/uluslara egemenlik imtiyazını kendinde gören, onlardan üstün yaratıldığına inanan ırk/ulus.
Noun
uzman çavuş
Noun, Military
çok ustalıklı/maharetli iş, kesin başarı, kesin sonuçlu/etkili eylem.
Noun
usta işçi, hünerli/marifetli işçi, işinin ehli kimse.
Noun
gemi boş halde dış sefere çıkmadan kaptanca gemi gereçleri konusunda yetkililere imzalanarak verilen bildiri