nuts

  1. ! saçma! zırva! manasız!

  2. nerts, nertz ile ayni anlama gelir. saçma!, zırva!, manasız! (Meydan okuma, korkusuzluk, kafa
    tutma vb. ifade eder.)
    When they told him to stop fighting, he said “Nuts” and kept on fighting until he won.
  3. illâllah! (can sıkıntısı, öfke, sabırsızlık vb. ifade eder).
    nuts to you and your friends! I never
    want to see you again!: Senden de, arkadaşlarından da illâllah! Bir daha yüzünüzü görmek istemiyorum!
  4. deli, kaçık, akılsız, kafadan çatlak.
    I'll go nuts if I have to wait much longer: Daha fazla beklersem aklımı kaçıracağım.
çıldırmak Verb
Diğer ağaç ve çalı meyvelerinin ve sert kabuklu meyvelerin yetiştirilmesi (NACE kodu: 01.25) Noun, Trades-Professions
taşaklı (kaba)
deli olmak Verb
kuru yemiş
hiç, kat'iyen, asla.
mükellef, dört başı mamur, ayrıntılı, iğneden ipliğe.
fırttırmak Verb
sapıtmak Verb
kesinlikle değil
temel, esas, en önemli husus/bilgi, temel bilgi, bir şeyin temel unsurları/ilkeleri.
I don't know
anything about the nuts and bolts of the computer. I'll teach you nuts and bolts of your job.
Noun
aşırı sağ ya da aşırı solcular Noun
aşırıcılar Noun
(a) çok hevesli/düşkün/deli divane (olmak).
He is nuts about flying. (b) delice âşık, sırsıklam
âşık (olmak), abayı yakmak.
He is nuts about/over the next door girl: Komşu kızına abayı yakmış.
çok sevmek Verb
delicesine sevmek Verb
sinemayı çok sevmek Verb