para vermek

Turkish-English Translation

  1. Verb to laying out of money
  2. Verb to make outlays of money
  3. Verb to pony up
  4. Verb to pump money into
  5. Verb to subsidize
  6. Verb to pay
  7. Verb to support
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

bir evin takdir edilen değerinin yüzde yüzüne kadar ödünç para vermek
to lend up to 100 percent of the valuation of a house Verb
bir prense arazi veya para vermek
to endow a prince with an ap (p) anage Verb
birine birşey yapması için para vermek
to pay someone to do something Verb
birine birşey yapması karşılığında para vermek
to pay someone to do something Verb
birine kendi cebinden para vermek
to pay someone from of one's own pocket Verb
birine para vermek
to see someone right Verb
birine para vermek
to provide someone with money Verb
birinin hesabına para vermek
to disburse money Verb
birinin teklif ettiğinden daha çok para vermek
to improve one's offer Verb
birşeye ederinin üzerinde para vermek
to pay through the nose Verb
birşeyin üzerine para vermek
to trade in something Verb
bozuk para vermek
to give change (for) Verb
çok para vermek
to pay handsomely Verb
çok para vermek
to pay out Verb
eksik bozuk para vermek
to short change Verb
faiz karşılığında para vermek
to loan Verb
falcıya para vermek
to cross sb's palm Verb
güvence siz borç para vermek
to lend money without security Verb
hibe olarak para vermek
to grant money Verb
ipotek üzerine borç para vermek
to lend money on mortgage Verb
maddi teminat karşılığı ödünç para vermek
to loan on collateral Verb
mal karşılığı ödünç para vermek
to lend money on goods Verb
mal rehni karşılığı para vermek
to lend money on goods Verb
rehin karşılığı avans para vermek
to advance money on pawns Verb
rehin teminatı karşılığı para vermek
to lend money on collateral Verb
sınırsız ödünç para vermek
to lend money without limitations Verb
tefeci faizi ile para vermek
to lend at usurious interest Verb
tefeci faiziyle borç para vermek
to lend on usurious interest Verb
teminat karşılığı borç para vermek
to lend money on policy Verb
teminat karşılığı para vermek
to grant a loan on sth Verb
teminat karşılığı para vermek
to lend on security Verb
vergi tahsildarına çok para vermek
to fork out a lot of money to the collector of taxes Verb
belli bir miktarda bir para avans vermek
to advance a sum Verb
bir hesaptan para yatırıp çekmesi için birine yetki vermek
to empower someone to operate on an account Verb
bir kusurdan dolayı memurlara para cezası vermek
to amerce Verb
birine para cezası vermek
to inflict a fine on sb Verb
faiz ile para ödünç vermek
to loan on interest Verb
faizle para ödünç vermek
to lend money at interest Verb
faizsiz para ödünç vermek
to lend money free of interest Verb
hükümete para politikası hakkında akıl vermek
to advise the government on monetary policy Verb
ipotek teminatı karşılığı para ödünç vermek
to lend money on mortgage Verb
istemeye istemeye para ya da bilgi vermek
to cough up Verb
kısa vadeli kur üzerinden para ödünç vermek
to lend at short interest Verb
para avans vermek
to advance money Verb
para cezası vermek
to let off with a fine Verb
para cezası vermek
to amerce Verb
para cezası vermek
to mulct Verb, Law
para üstü vermek için elde bulundurulan bozuk para miktarı
float
sigorta poliçesi karşılığı para ödünç vermek
to lend money on an insurance policy Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database