müvekkilini taahhüde sokmak
Verb
acentenin müvekkiline izafeten dava açması
Noun, Law
anapara borcundan sorumlu olmak
Verb
(politika'da) ilkelerin açıklanması
anaparayı geri ödememek
Verb
nama yazılı kuponlu tahvil
anaparanın güvenliği (sağlam bir yatırımın en önemli niteliği
okul müdürü
Noun, Education-Training
bir acente ya da simsar aracılığıyla alım satım yapan ve kimliği saklı kalan kişi
bir ticari muamelede kimliği karşı tarafça bilinmeyen ve bir acente ya da broker tarafından temsil edilen kişi
terekenin ölenin oturduğu yerde icra olunan idaresi
faiz ya da primin dışında bir ipotek ya da başka bir borcun ana meblağı
hâkimin veya jüri üyesinin tarafsızlığına engel yaratacak bir nedenden reddi
hâkimin veya jüri üyesinin tarafsız olmasına engel oluşturabilecek olan bir neden yüzünden reddi
(bakanlık) özel kalem müdürü
âkitlerin mümessil veya başka aracı kullanmadan şahsen yaptıkları sözleşme
akitlerin mümessil vesair aracı kullanmadan şahsen yaptıkları mukavele
tarafların esaslı noktalarında uyuştuğu akit
satılan şeydeki dıştan görülmeyen ayıp
satış akdinin iptalini gerektirebilen
bir kimsenin hayatındaki belli başlı olaylar
Noun
belli başlı ithal malları
Noun
şehrin ileri gelenleri
Noun
ipotek teminatlı borç senedi
asli fail
Noun, Criminal Law
baş fiilin (bütün zamanlarını türeten) ana şekilleri:
sing, sang, sung veya
go, went, gone gibi.
sermayeden yapılan ödemeler
Noun
iş merkezi (bir şirket veya kuruluşun işlemlerini topladığı yer
(US) (ticari markalar , US) merkezi sicil
(Br) US hisselerin çoğunu elinde bulunduran hissedar
hayat sigortası poliçesinde belirtilen meblağ
sadece sermaye tescil edilebilir
asıl borçluyu ibra etmek
Verb
asli fail (suçu işleyen kişi) ve ortakları
Noun