principal

  1. Adjective başat
  2. baş, ana, temel, büyük, asıl.
    principal axis: ana eksen.
    Sakarya is one of the principal rivers
    of Turkey: Sakarya Türkiyenin büyük nehirlerinden biridir.
  3. başlıca, bellibaşlı, en önemli.
    His principal interest in life was to be great writer.
  4. başkan, reis.
  5. yönetici, müdür, okul/kolej müdürü.
  6. şef, patron, önder, baş aktör.
  7. baş çalgıcı.
  8. en önemli şey/madde.
  9. Law (a) müvekkil, vekil tutan kimse, (b) asıl suçlu, cürümden asıl sorumlu olan kimse.
  10. asıl borçlu, sorumlu (kimse).
  11. ana mal.
  12. Public Finance anapara, ana akçe, sermaye.
  13. (çatı/bina) ana kiriş.
  14. düello eden taraflardan herbiri.
müvekkilini taahhüde sokmak Verb
başöğretmen
acentenin müvekkiline izafeten dava açması Noun, Law
anapara borcundan sorumlu olmak Verb
borcun anası Noun
müvekkilin açıklaması
(politika'da) ilkelerin açıklanması
anaparayı geri ödememe
anaparayı geri ödememek Verb
sedan sigortacı
anapara faizi
(US) sermayeden yemek
ortak anapara
sermayenin azaltılması
nama yazılı kuponlu tahvil
anaparanın geri ödenmesi
ana paranın güvenliği
anaparanın güvenliği (sağlam bir yatırımın en önemli niteliği
okul müdürü Noun, Education-Training
bir acente ya da simsar aracılığıyla alım satım yapan ve kimliği saklı kalan kişi
bir ticari muamelede kimliği karşı tarafça bilinmeyen ve bir acente ya da broker tarafından temsil edilen kişi
baş hissedar
esas amaç
genel hesap
esas uğraş
baş oyuncu
terekenin ölenin oturduğu yerde icra olunan idaresi
ana acentelik
ana acentalık acentelik
baş mümessil
genel temsilci
baş temsilci
ana sözleşme
esas gaye
ana hedef
ana para
ana sermaye
resülmal
esas meblağ
borcun anaparası
anapara ve faiz
ana tüketim bölgesi
esas iddia
faiz ya da primin dışında bir ipotek ya da başka bir borcun ana meblağı
esas ticari uğraş
temel neden
esas nedenler Noun
hâkimin veya jüri üyesinin tarafsızlığına engel yaratacak bir nedenden reddi
hâkimin veya jüri üyesinin tarafsız olmasına engel oluşturabilecek olan bir neden yüzünden reddi
başkent
baş talep
ana talep
esas alacak
temel tümce.
(bakanlık) özel kalem müdürü
baş koşul
ana tüketici
asli akit
âkitlerin mümessil veya başka aracı kullanmadan şahsen yaptıkları sözleşme
akitlerin mümessil vesair aracı kullanmadan şahsen yaptıkları mukavele
esas yaklaşma yolu
tarafların esaslı noktalarında uyuştuğu akit
asıl alacaklı
gümrük baş müdürlüğü
ana borç
baş borçlu
ana borçlu
satılan şeydeki dıştan görülmeyen ayıp
satış akdinin iptalini gerektirebilen
esas davalı
esas talep
esas ikametgâh
ilk ciranta
bir kimsenin hayatındaki belli başlı olaylar Noun
esas kusur
temel besi maddesi Noun
baş mirasçı
belli başlı ithal malları Noun
esas gelir
esas kiracı
esas pazar
ana pazar
esas sorun
şehrin ileri gelenleri Noun
ana sermaye
ipotek teminatlı borç senedi
esas amaç
esas meslek
asli fail Noun, Criminal Law
genel temsilcilik
merkez büro
baş memur
esas sahibi
başrol
ana bölüm
baş fiilin (bütün zamanlarını türeten) ana şekilleri:

sing, sang, sung
veya

go, went, gone
gibi.
ana para ödemeleri Noun
sermayeden yapılan ödemeler Noun
iş merkezi (bir şirket veya kuruluşun işlemlerini topladığı yer
esas iş merkezi
ticari merkez Noun, Law
esas davacı
merkez postane
ana ürün
esas sorun
destek kirişi
esas neden
marka tescil dairesi
(US) (ticari markalar , US) merkezi sicil
(Br) US hisselerin çoğunu elinde bulunduran hissedar
baş konuşmacı
(US) baş hissedar
baş hissedar
antrepo
hayat sigortası poliçesinde belirtilen meblağ
ana sermaye
ana kefalet
esas kiracı
başşehir
esas ticaret konusu
ilk sigortacı
(Br) genel değer
sermaye değeri
baş tanık
esas tanık
esas iş
başrolü oynamak Verb
ana rol oynamak Verb
sadece sermaye tescil edilebilir
asıl borçluyu ibra etmek Verb
asli fail (suçu işleyen kişi) ve ortakları Noun