put back

putback

başarısızlık

put back a minute hand

yelkovanı bir dakika geri almak Verb

put back a pupil

bir öğrencinin ilerlemesine engel olmak Verb

put back alcoholic drink

kısa zamanda çok içki içmek Verb

put back on an even keel

yeniden rotasına oturtmak Verb

put back production

üretimi geriletmek Verb

put back something

yerine kaldırmak Verb

put back something

birşeyi ileri bir tarihe atmak Verb

put back something

birşeyi ertelemek Verb

put back something

birşeyi geciktirmek Verb

put back something

geri koymak Verb

put back something

yerine koymak Verb

put back the efforts of the reformers

devrimcilerin çabalarını yavaşlatmak Verb

have a sum put by to fall back upon

bir gün gerekir diye bir tarafa beş on kuruş koymak Verb

I'm absolutely positive I put it back

yerine koyduğuma kesinlikle emin im

put ... on the back burner

rafa kaldırmak Verb

put a reference book back on the shelf

bir referans kitabını aldığı rafa geri koymak Verb

put everything back into the melting pot

her şeyi yeniden soru konusu yapmak Verb

put one's back into something

var kuvvetiyle/bütün gücüyle çalışmak, gayretle işe sarılmak/koyulmak, kendini tamamen işine vermek.

put one's back into sth

dişini tırnağına takarak çalışmak Verb

put pep back into the investment sector

yatırım sektörüne enerji katmak Verb

put someone's back up

birinin canını sıkmak, bizar etmek, kızdırmak.
He always puts my back up by making those silly jokes.

put something back

geri almak Verb

put the clock back

yaşını küçültmek Verb

put the clock back

saati geri almak Verb

put the clock back

geçmiş bir çağa geri dönmek Verb

put the power back on

cereyanı yeniden vermek Verb

put/ set/get one's back up

kızmak, canı sıkılmak, tepesi atmak, küplere binmek.
She gets her back up whenever her younger brother