(sahne oyunu) büyük başarı kazanmak
Verb
bir isyanı bastırmak
Verb
ayaklanmaya neden olmak
Verb
bir ayaklanmanın başında olmak
Verb
ayaklanmaya kışkırtmak
Verb
bir ayaklanmayı kuvvetle bastırmak
Verb
bir isyanı bastırmak
Verb
ırk kavgası, ırklar arasındaki düşmanlıktan doğan kargaşalık.
Noun
azarlamak, paylamak, tekdir etmek; gürültünün kesilmesini emretmek; suçlamak, itham etmek.
gürültü, patırtı, hengâme, velvele, şamata.
Noun
isyan, ihtilâl, kıyam, ayaklanma, baş kaldırma.
call in the army to put down a riot: isyanı bastırmak
için orduya başvurmak.
Noun
kargaşalık, hengâme.
Noun
ahlâksızlık, günahkârlık, sefahat, ahlâksız yaşantı.
Noun
cümbüş, işret, eğlenti.
Noun
gözalıcı görünüş, şaşaa, parlaklık, ihtişam, gösteriş, nümayiş.
The garden is a riot of colors with all those roses.
Noun
son derece gülünç/komik/eğlendirici şey/kimse.
I hear the new show is a riot , let's go and see it.
Noun
gürültü/ patırtı/şamata etmek, kargaşalık/ hengâme çıkarmak, azmak, işi azıtmak, kudurmak.
The crowds are rioting for more pay.
Verb
isyan etmek, ayaklanmak, baş kaldırmak.
They rioted against the government.
Verb
sefih/ ahlâksız hayat sürmek, sefahat içinde yaşamak.
riot in: sefahate dalmak.
a wicked king who rioted in evil living.
Verb
(para) har vurup harman savurmak, (zaman/para) israf etmek.
Verb
İsyan Yasası: İngilterede 1715'te yapılan ve izinsiz toplanarak dağılma emrine uymayan 12 kişi veya daha
fazla topluluğu suçlu tutan yasa.
Noun
isyan ve halk ayaklanması
ayaklanma ve iç kargaşa sigortası
Noun
isyan ve halk ayaklanması
hayatını boşa harcamak
Verb
parasını har vurup harman savurmak
Verb
(US) zamanını boşa harcamak
Verb
ayaklanmanın neden olduğu hasar
isyan bastırma tüfeği, yaralamaktan ziyade korkutan kısa namlulu tüfek.
Noun
ayaklanmalarda görevli polis
çevik kuvvet
Noun, Public Administration
toplum polisi, ayaklanma ve isyanı bastıran polis ekibi.
Noun
(a) azmak, işi azıtmak, başıboş/sorumsuz hareket etmek, gemi azıya almak, azgınlık/taşkınlık yapmak,
ele avuca sığmamak, kontroldan çıkmak, (b) (bitki) azmanlaşmak, dal budak salmak, her tarafı sarmak.
bir ayaklanmayı bastırmak
Verb
ayaklanmayı polis kışkırttı