İngilizce - Türkçe Sözlük | İngilizce

(bir mevki için) gerekli vasıflara sahip olmak

to have the necessary qualifications (for a post) Verb

... hakkına sahip olmak

to be entitled to ... Verb

... için gereken herşeye sahip olmak

to have all the makings of ... Verb

...'de %<oran> paya sahip olmak

to own a % interest in ... Verb, Management

...'nın tekeline sahip olmak

to have the monopoly of Verb

… üzerinde yargı yetkisine sahip olmak

to have jurisdiction over … Verb, Law

… üzerinde yargı yetkisine sahip olmak

to have jurisdiction of … Verb, Law

affetme yetkisine sahip olmak

to be vested with power to pardon Verb

aklı yerinde olmak (bütün akli melekelerine sahip olmak

to retain the use of all one's faculties Verb

alıngan bir karaktere sahip olmak

to have a disposition to take offense Verb

aranan özelliklere sahip olmak

to fit the bill Verb

arazi mülkiyetine sahip olmak

to hold in demesne Verb

asalet unvanına sahip olmak

to have a handle to one's name Verb

bağlayıcı yetkiye sahip olmak

to be of binding authority Verb

başarıya ulaşma şansına sahip olmak

to stand a chance Verb

bazı haklara sahip olmak

to possess certain rights Verb

bir ...'e sahip olmak

to have in place a ... Verb

bir aileye sahip olmak

to be in the possession of a family Verb

bir bilgiye dolaylı olarak sahip olmak

to have a secondhand knowledge Verb

bir derneğe üye olabilme niteliğine sahip olmak

to be eligible for membership in a society Verb

bir eve ortaklaşa sahip olmak

to own a house jointly Verb

bir hakka sahip olmak

to hold a right Verb

bir iş hakkında tam bilgiye sahip olmak

to know one's way about Verb

bir iş hakkında tam bilgiye sahip olmak

to have a thorough knowledge of sth Verb

bir iş hakkında tam bilgiye sahip olmak

to know one's onions Verb

bir işe müştereken sahip olmak

to possess something jointly Verb

bir kotaya sahip olmak

to dispose of a quota Verb

bir memuriyet için gerekli niteliklere sahip olmak

to habilitate Verb

bir mevki için gerekli niteliklere sahip olmak

to be qualified for a post Verb

bir mevki için gerekli vasıflara sahip olmak

to qualify for an office Verb

bir motorlu araca sahip olmak

to own a motor vehicle Verb

bir servete kendi başına sahip olmak

to have something in one's own right Verb

bir şey için ilk hakka sahip olmak

to have the first call on sth Verb

bir şeyden yararlanma özgürlüğüne sahip olmak

to have the freedom of sth Verb

bir şeye sahip olmak

to gain possession of sth Verb

bir şeye sahip olmak

to be in possession of sth Verb

bir şeye sahip olmak

to have something in one's possession Verb

bir şeyi satın alacak güce sahip olmak

to be able to afford to buy sth Verb

bir şeyin fazla sına sahip olmak

to have a surplus of sth Verb

bir şeyin fazlasına sahip olmak

to have a surplus of sth Verb

bir ticari markaya sahip olmak

to own a trademark Verb

bir unvana sahip olmak

to hold Verb

bir üretimde tekel hakkına sahip olmak

to have the exclusive rights in a production Verb

birinin tanıklık ifadesine sahip olmak

to have sb's testimony Verb

birinin vekâletnamesine sahip olmak

to hold power of attorney of sb Verb

biriyle aynı inanca sahip olmak

to share someone's belief Verb

birlikte sahip olmak

to hold in common Verb

bütün yıl kirada olan bir mülke sahip olmak

to have a property 100% rented at all times Verb

büyük öneme sahip olmak

to be critically important Verb

çabuk idrak etme kabiliyetine sahip olmak

to be ready in apprehension Verb

çabuk öfkelenen bir huya sahip olmak

to have a quick temper Verb

çabuk öğrenme yeteneğine sahip olmak

to be quick learner Verb

çoğunluğa sahip olmak

to have a majority on the board Verb

çoğunluğa sahip olmak

to swing a majority Verb

çoğunluğun desteğine sahip olmak

to command majority support Verb

çoğunluk iktidarına sahip olmak

to hold majority power Verb

eşit haklara sahip olmak

to have equal rights Verb

geniş teşebbüs yetkilerine sahip olmak

to have large powers of initiative Verb

girişimci ruha sahip olmak

to be gifted with entrepreneurial spirit Verb

gösterecek bir şeye sahip olmak

to boast Verb

hayati öneme sahip olmak

to be of the first order of importance Verb

hayati öneme sahip olmak

to be critically important Verb

hem olumlu hem olumsuz etkiye sahip olmak

to work both ways Verb

her şeye sahip olmak

to want for nothing Verb

her zaman serbest çıkış iznine sahip olmak

to have free exit at all times Verb

ilgi çekici özelliklere sahip olmak

to have something to offer Verb

imtiyazlı mevkie sahip olmak

to have a privileged position Verb

irade serbestliğine sahip olmak

to have free agency Verb

istenen özelliklere sahip olmak

to fit the bill Verb

iyi bir konuma sahip olmak

to be well placed Verb

iyi bir yere sahip olmak

to be well placed Verb

iyi hesaplama becerisine sahip olmak

to be smart at figures Verb

iyi meslek olanaklarına sahip olmak

to get a good start in life Verb

iyi yön duygusuna sahip olmak

to have a good sense of direction Verb

kabul edilebilme niteliğine sahip olmak

to be eligible for admission Verb

kabul edilme imtiyazına sahip olmak

to have the privilege of being admitted Verb

kaptanlık ruhsatına sahip olmak

to qualify as a captain Verb

kâr payı alma hakkına sahip olmak

to rank in dividend rights Verb

kendi mameleki üzerinde tam tasarruf hakkına sahip olmak

to have entire disposal of one's estate Verb

kesin çoğunluğa sahip olmak

to lack an outright majority Verb

mahkeme ce tanınan bir hakka sahip olmak

to enforce a claim in court Verb

mahkemece tanınan bir hakka sahip olmak

to enforce a claim in court Verb

mal ve mülk tasarruf una sahip olmak

to have the disposition of property Verb

mal ve mülkün tasarrufuna sahip olmak

to have the disposition of property Verb

malî özerkliğe sahip olmak

to have financial autonomy Verb

mallara yeniden sahip olmak

to repossess goods Verb

mirasa sahip olmak

to acquire by inheritance Verb

mirasçı olarak sahip olmak

to own as heir Verb

mirasla sahip olmak

to acquire by inheritance Verb

motorlu araca sahip olmak

to own a motor vehicle Verb

'nın tekeline sahip olmak

to have the monopoly of Verb

ödenmiş sermayenin onda birine sahip olmak

to hold one tenth of the paid-up capital Verb

öğretmenlik yapmak için gerekli şartlara sahip olmak

to be qualified to teach Verb

olanağa sahip olmak

to see your way Verb

olanakların en iyisine sahip olmak

to be in a fair way Verb

ortaklaşa sahip olmak

to possess jointly Verb

oy çokluğuna sahip olmak

to preponderate in voting Verb

oy kullanma haklarına sahip olmak

to carry voting rights Verb

serbest takdir yetkisine sahip olmak

to be vested with discretion Verb

sermaye çoğunluğuna sahip olmak

to hold controlling interest Verb

sınava girme koşullarına sahip olmak

to qualify for an examination Verb

sınavla bir ehliyete sahip olmak

to qualify oneself Verb

taksitle ödeme şartıyla sahip olmak

to hold on hire purchase Verb

tam hareket hürriyetine sahip olmak

to have a free hand Verb

tam hareket serbestisine sahip olmak

to have full discretion to act Verb

tam kıvamına varmış bir lezzete sahip olmak

to age Verb

tek bir şeyle ilgilenen bir zihne sahip olmak

to have a single track mind Verb

tekelci üretim haklarına sahip olmak

to have the exclusive production rights Verb

terfi edebilme niteliğine sahip olmak

to be eligible for promotion Verb

ticari markaya sahip olmak

to own a trademark Verb

uyuşmazlıklara bakma yetkisine sahip olmak

to have jurisdiction in disputes Verb

uzunluğa sahip olmak

to stand Verb

vali yetkisine sahip olmak

to have the authority of the governor Verb

vatandaşlık haklarına sahip olmak

to rank as a citizen Verb

veto hakkına sahip olmak

to possess a right of veto Verb

yeniden sahip olmak

to repossess Verb

yönetim kurulunda çoğunluğa sahip olmak

to have a majority on the board Verb

yönetim kurulunda çoğunluğa sahip olmak

to swing a majority Verb

yüksekliğe sahip olmak

to stand Verb

sahip olmak ya da yapmak istenilen

desirable

sahip olmak

Turkish-English

Terms/Phrases

Turkish-English Translation

Turkish-English Phrases