screen

  1. Noun, Textile Industry şablon
  2. Noun perde, kafes.
  3. Noun paravana.
  4. Noun bölme, tahta perde.
  5. Noun görüntülük, sinema perdesi, ekran,
    tiy. gergi.
  6. Noun ocak siperi.
  7. Noun, Military savunma perdesi: ordu ve donanmanın meydana getirdiği koruma hattı.
  8. Noun kafes teli, elek/kalbur teli.
  9. Noun elek, kalbur.
  10. Noun klişe.
  11. Noun, Physics bürgü, ekran: (a) üzerine görüntü düşürmeye yarayan düzlem gereç, (b) elektriksel/mıknatıssal alanlardan yalıtıcı madensel engel.
  12. Transitive Verb korumak, muhafaza etmek.
  13. Transitive Verb önüne perde çekmek, gizlemek, saklamak.
  14. Transitive Verb elemek, elekten/kalburdan geçirmek.
  15. Transitive Verb elemek, ayıklamak, elemeye tâbi tutmak: niteliklerini inceleyerek uygun olanları seçmek/ayırmak.
  16. Transitive Verb (film, resim) göstermek, oynatmak.
  17. Transitive Verb (kitap vb.) filme almak, filmini çekmek.
  18. Transitive Verb tel örgü/kafes germek.
  19. Transitive Verb ekranlamak.
pıhtılaşma profili Noun, Medicine
pıhtılaşma testleri Noun, Medicine
pıhtılaşma paneli Noun, Medicine
pıhtı testi Noun, Medicine
bir romanı sinemaya uyarlamak Verb
televizyon karşısında mıhlanmış gibi oturmak Verb
kilisede geçit ile koro arasındaki kafes.
sinema ekranı
Görüntü ekranı Information Technology
fireguard Noun
buzlucam
buzlu cam
paravan
tüm ekran Information Technology
tam ekran
sarsıntılı elek.
renk filtresi
kontrol ekranı
perde
beyaz perde
ekranda
ekran üzerinde
ünlü sahne ve ekran sanatçıları Noun
(US) ekran
bir ekrana yansıtmak Verb
ekrana yansıtmak Verb
projeksiyon ekranı
bir oyunu ekrana aktarmak Verb
radar ekranı
kilisede haçın üzerine asıldığı süslü ekran.
sinemacılık, sinema+.
a star of the silver screen: sinema yıldızı.
televizyon karşısında oturmak Verb
televizyon. Noun
(a) deniz savaşlarında kullanılan duman perdesi, (b) gerçeği gizleyen/değiştiren aldatıcı söz/beyanat vb.
açılış ekranı
üzerinde iki ya da daha çor görüntünün yer aldığı ekran
alan bölünmesi: aynı ekranın iki yarısında iki ayrı sahne gösterme tekniği
bölünmüş ekran Noun, Advertising
başlangıç ekranı Information Technology
ileri karakol zinciri
beyaz cam
televizyon ekranı
film
sinema
dokunmatik ekran Noun, Hardware
toksikolji testi Noun, Medicine
toksin testi Noun, Medicine
toksikolji testi Noun, Medicine
toksin testi Noun, Medicine
Görüntü ekranı Information Technology
geniş ekran Noun, Cinema
pencere kafesi
tel ekran
senaryo yazmak Verb
telefon konuşmasını kontrol etmek Verb
bir sığınmacıyı incelemek Verb
film aktörü
film aktrisi
ekrana uygulama
film reklamcılığı
perde anı Noun, Psychoanalysis
serigrafi Noun
şablon baskısı Noun, Textile Industry
film telif hakları Noun
Ekran Koruyucu Information Technology
ekran resmi Information Technology
birini şüphe altından kurtarmak Verb
televizyon yıldızı
film hikâyesi
film teknisyeni
(artistin) yetenek denemesi: sanat kabiliyetini ölçmek için kısa film çevirme. Noun
filme elverişli olmak Verb
ekran genişliği
sivrisineklere karşı telli pencere
bir suçlu için paravan işleri görmek Verb
ikili test Noun, Medicine
ikili tarama testi Noun, Medicine
tüm ekranda düzenleme Information Technology
televizyon programında sesi duyulan ama ekranda görülmeyen sunucu
ekran metni
dörtlü test Noun, Medicine
dörtlü tarama testi Noun, Medicine
ekrana arkadan yapılan projeksiyon
ipekli kumaş üzerinde bir tür basma yapmak tekniği
üçlü test Noun, Medicine
üçlü tarama testi Noun, Medicine
gece örtüsü altında
Ekran Yaz tuşu Information Technology