setup

  1. Noun düzen, örgüt, tertibat.
  2. Noun kolayca kazanılacak şekilde düzenlenmiş müsabaka.
  3. Noun içkiye katılan nesne (buz, soda, vb.).
  4. Noun iş düzeni, işin yapılması için gereken alet, edevat, makine, tesisat ve bunların yerleşimi.
  5. Noun lokantada sofra takımı.
  6. Noun durum, vaziyet.
  7. Noun fiziksel yapı, duruş.
idare mekanizması
müşterice kurulan Information Technology
gizli haberalma teşkilatı
gizli haber alma teşkilatı
işletme organizasyon şeması
organizasyonun kuruluşu
Sayfa Düzeni Information Technology
Yazıcı ayarları Noun, Information Technology
hazırlamak Verb, Information Technology
bir ülkenin ekonomik yapısı
(a) dikmek, düşey durumda tespit etmek.
to set up a gravestone. Roadblocks were set up by the police
to catch the escaped prisoner. (b) canlandırmak, diriltmek, (tedavi edip) ayağa kaldırmak.
This medicine set me up: Bu ilâç beni diriltti/iyileştirdi. (c) mevkiini yükseltmek, (d) kurmak, yapmak, tesis/inşa/bina etmek, işler hale getirmek.
to set up a school: okul yapmak.
All this electrical wiring will take a day to set up. (e) törenle işe başlatmak, (f) ticarete/işe başlamasına yardım etmek, desteklemek. (g)
set up a government: hükümet kurmak. (h)
set someone up: birine tuzak kurmak.
bir örgütün genel düzenlemesi
düzenlemek Verb
taslak
düzen