silly

  1. Adjective aptal, budala, ahmak, sersem, akılsız, salak, divane.
    Don't be silly! Budala olma! Aptallığı bırak!

    He's as silly as can be! Sersemin ta kendisidir!
    It's silly to go out in the rain if you don't have to: Mecbur olmadıkça yağmurlu havada dışarı çıkmak aptallıktır.
    knock someone silly: birini sersemletmek.
    The blow knocked me silly: Yumruk beni sersemletti.
  2. Adjective saçma, manasız, gülünç, mantıksız.
    to say something silly: saçmalamak, saçma bir şey söylemek.

    a silly idea.
    the silly season: havadissizlikten gazetelerin saçma sapan yayın yaptıkları dönem. 3.
    k.d. şaşkın, şaşırmış, hayretten donakalmış.
    He knocked me silly.
  3. Adjective basit, sade, mütevazı, gösterişsiz.
  4. Noun aptal, budala, ahmak, sersem, akılsız, salak, divane, şaşkın kimse.
maskara
hokkabaz gibi adam.
çok büyük miktarda para
gülünç para
ölü mevsim
piyasanın durgunluk zamanı
anlatılamayacak kadar budala olmak Verb
birini budalaca önyargılardan kurtarmak Verb
Saçmalama.
saçma soru sorarak birini oyalamak Verb
hafifleşmek Verb