He's as silly as can be! Sersemin ta kendisidir! It's silly to go out in the rain if you don't have to: Mecbur olmadıkça yağmurlu havada dışarı çıkmak aptallıktır. knock someone silly: birini sersemletmek. The blow knocked me silly: Yumruk beni sersemletti.
Sıfat saçma, manasız, gülünç, mantıksız. to say something silly: saçmalamak, saçma bir şey söylemek.
a silly idea. the silly season: havadissizlikten gazetelerin saçma sapan yayın yaptıkları dönem. 3. k.d. şaşkın, şaşırmış, hayretten donakalmış. He knocked me silly.