smash

  1. Verb vurup kırmak, parçalamak
    He smashed the vase against the wall.
    smash the door open: kapıyı
    kırıp açmak.
    smash up: parça parça etmek.
  2. Verb mahvetmek, yok etmek.
    They smashed his hopes.
  3. Verb şiddetle vurmak/çarpmak.
    smash /run smash into sth: bir şeye şiddetle çarpmak.
  4. Verb (tenis vb.) çivilemek, topa yukarıdan şiddetle vurmak.
  5. Verb
    smash against/ into/through
    etc. (çarpıp) kırılmak, ez(il)mek, parçalanmak, parça parça olmak.
  6. Verb iflâs et(tir)mek.
  7. Noun kır(ıl)ma, parçala(n)ma, parça parça etme/olma.
    smash-and-grab raid: camekânı kırıp (mücevher vb.) çalma.
  8. Noun ez(il)me, mahvolma, mahvetme.
  9. Noun çarpma/kırılma sesi.
  10. Noun (otomobil) çarpışma.
  11. Noun ânî iflâs.
    go to smash: iflâs etmek, mahvolmak.
  12. Noun büyük başarı (sağlayan şey).
    smash hit: büyük başarı sağlamış film/piyes vb.
  13. Noun buzlu içki (konyak vb.)
  14. Noun (tenis vb.) çivileme, topa şiddetli vuruş, böyle vurulmuş top.
  15. Adjective çok başarılı/ünlü, büyük başarı/ün kazanan.
    He wrote many smash tunes.
çivileme
banka iflası
mahvolmak Verb
iflas etmek Verb
tren çarpışması
bir kapıyı kırarak açmak Verb
rekor kırmak Verb
bir kuramı yıkmak Verb
duvara toslamak Verb
vitrin camı kırıp mal çalmak Verb
film ya da piyesin tutulması
hâsılat rekoru kıran film
gümbürtüyle çarpışmak Verb
birinin pencerelerini kırmak Verb
düşmanı alt etmek Verb
hurdahaş etmek Verb
yıkılma
karambol
mahvolma
iflas etmek Verb