patronuyla arası gergin olmak
Verb
itibarı zedelenmemiş olmak
Verb
parmağını hassas noktaya basmak
Verb
parmağını birinin zayıf noktasına basmak
Verb
(a) (yüzdeki) ben, (b) en güzel (manzaralı) yer.
patch ile ayni anlama gelir. yapıştırma ben, eskiden kadınların süs için yüzlerine yapıştırdıkları ufak siyah ipek parçası.
vücutta kara noktaların belirmesiyle ortaya çıkan bir hastalık
tehlikeli ve belalı bir yer
kör nokta: retinada görme sinirlerinin gözden ayrıldığı ışığa duyarsız nokta.
Noun, Anatomy
cehalet, bilgisizlik: bir kimsenin habersiz, bilgisiz veya peşin hükümlü olduğu konu/alan.
She has a blind spot where new scientific developments are concerned.
Noun
radyo işaretlerinin pek zayıf olduğu bölge.
Noun
dead spot ile ayni anlama gelir. salon, stadyum vb.'de görüş ve duyuşun pek fena olduğu yer.
Noun
kör nokta
Noun, Automotive
armağan reklam (bedelsiz yapılan reklam)
bir ürünün ya da hizmetin başka bir ürün ya da hizmetle kıyaslandığı radyo ya da televizyon reklamı
blind spot ile ayni anlama gelir. salon, stadyum vb.'de görüş ve duyuşun pek fena olduğu yer.
yaprak lekesi: yapraklarda yuvarlak biçimde soluk renkli benekler oluşturan hastalık.
Noun
penaltı noktası
Noun, Football
deride kanayan nokta.
Noun
veba/tehlikeli salgın hastalık bölgesi.
Noun
isyan/karışıklık bölgesi.
Noun
halka-benek: halka şeklinde sarı/morumsu lekeler şeklinde görülen bitki hastalığı.
Noun
aşırı sevgi/şefkat, sevgi zaafı.
Noun
hassas/nazik nokta.
have a soft spot for someone.: birine karşı zaafı olmak.
touch a soft spot:
hassas noktaya dokunmak.
(US) 10 dolarlık kâğıt para
en hassas noktaya basmak
Verb
zayıf noktasına dokunmak
Verb
(US) iki dolarlık kâğıt para
sarı benek, gözbebeğinin arkasında retina üzerindeki küçük sarı nokta, en keskin görüş noktası.
Noun
bir suçlunun izini bulmak
Verb
suçlunun izini bulmak
Verb
yük vagonunu yükleme yerine yöneltmek
Verb
(US) yük vagonunu boşaltma yerine götürmek
Verb
spot ile ayni anlama gelir. (radyo/TV) reklam ilân.
haber verilmeden yapılan denetim
siyah benekli beyaz bilye.
rastgele yapılan kontrol/tahkikat/soruşturma.
rastgele örnek alarak kontrol sistemi
peşin ödeme şartları
Noun
anında teslim amacıyla alınan ve satılan dövizler
derhal teslim döviz alımı ve satımı
nakit karşılığı derhal satış yapan şirket
peşin muamelede kullanılan döviz
spot vadeli teslim farklılıkları
Noun
anında teslim için hazır bulunan mallar
Noun
hemen teslim edilebilen mallar
Noun
spot ile ayni anlama gelir. izahlı küçük resim.
nakit piyasası (alıcının , hemen ya da mallara sahip olma hakkını veren belgeleri alır almaz ödemede
bulunması koşuluyla yapılan işlem piyasası
spot haber (çok yeni haber , geçici olarak piyasayı etkileyebilecek çok yeni haber
(US) memleket için haberler röportajcısı
anında teslim edilecek koliler
Noun
spot fiyat (hemen teslim fiyatı
peşin ödeme ile yapılan satın alma
peşin ödeme ile yapılan alım
peşin ödeme fiyatları
Noun
ekspres ile gönderme yük ücret tarifesi
spot stok (satışa hazır mal stoku
rastgele alınan örnekle yapılan test
peşin ve anında teslim şartıyla yapılan muamele
(US) peşin ve anında teslim şartıyla yapılan muamele
bir alana tarama yapmak için hareketli ışık noktası sağlayan aygıttır
optiksel karakter tanımada
spot döviz piyasa işlemleri
Noun
spot döviz işlemleri
Noun
(borsa) anında teslim şartıyla satmak
Verb