start

  1. başla(t)ma(k).
    to start a new business. The play starts at eight o'clock.
    to start all over
    again
    : yeniden başlamak.
    start out to do … : önce … yapmak niyetiyle işe başlamak.
    start something
    k.d. bela aramak, kavga aramak, çıngar çıkarmak.
    Are you trying to start something, friend? Arkadaş, kavga mı arıyorsun?
  2. yola çık(art)ma(k)/ koy(ul)ma(k).
    start away/off/out/on one's way: yola çıkmak.
  3. faaliyete/harekete geç(ir)me(k), işe koyulma(k).
    New factories started everywhere: Her yerde yeni
    fabrikalar açıldı.
    to start a fire: yangın çıkarmak, yangına sebep olmak.
  4. ürküp sıçrama(k), irkilme(k), fırlama(k), birdenbire atılma(k), ânî bir hareket yapma(k).
  5. dışarı uğrama(k)/fırlama(k).
    eyes seeming to start from their sockets.
  6. (tespit edilmiş bir cisim) gevşe(t)me(k), yerinden çık(ar)ma(k)/kay(dır)ma(k).
    The rivets have started.
  7. (yarışmaya vb.) katılma(k).
  8. kurma(k), işle(t)mek, çalıştırma(k).
    to start an engine: motoru çalıştırma(k).
    start up:
    (a) (motor vb.) çalıştırmak, (b) ürküp sıçramak, (c) fırlamak, fışkırmak.
  9. (av kuşu) uçurmak.
  10. başlangıç.
    at the start: başlangıçta.
    make a start: başlamak.
    to start with = for a
    start: ilk/başlangıç olarak, başlangıçta, ilkönce, evvelemirde, herşeyden önce.
    to start with we must find the money: İlkönce para bulmalıyız.
    to start with we were only ten: başlangıçta yalnız on kişi idik.
  11. yola/yarışa vb. çıkış, kalkış, hareket.
    false start: hatalı çıkış.
    flying/standing start:
    atılımlı/durmalı çıkış.
    from start to finish: çıkıştan bitişe kadar.
  12. başlama noktası.
  13. (yarışta) başla işareti.
  14. yeni başlayana verilen fırsat, yapılan yardım, teşvik vb.
    give someone a start: (a) bir işe/mesleğe
    yeni başlayana yardım etmek/elinden tutmak, (b) yarışta birine avans vermek, (c) birdenbire ürkütmek.
  15. gevşeklik, yarık, çatlak.
  16. önce başlama, ileride olma.
    get the start of someone: birinden daha önce başlamak.
  17. geyik boynuzunun sivri ucu.
  18. kuş/hayvan kuyruğu.
sevdiği konu üzerinde konuşmaya başlamak Verb
yola düzülmek Verb
işine başlamak Verb
garanti bitiş tarihi Noun, Quality
çıkış
iyi bir başlangıç Noun
ağır harekete geçmek Verb
seçim kampanyası başlangıcı
arabayı ısıtmadan kalkma
soğuk başlatma Information Technology
seçim kampanyası başlangıcı
(yarışta) hatalı çıkış. Noun
yanlış başlama. Noun
tez atılım: başla işareti verilmeden veya verilir verilmez yarışa başlama. Noun
er-başlama: koşmakta olan yarışçılar çizgiyi geçerken başla işaretinin verilmesi. Noun
erken/tez davranış, elverişli başlangıç, hevesle/azimle başlama.
get off to a flying start: hevesle/azimle
başlamak.
He's got off to a flying start in his new job.
Noun
zorlamalı başlatma Information Technology
yeniden başlama
bir işe ağır başlamak Verb
iyi başlamak Verb
birinin hayata atılmasına yardım etmek Verb
ilerleme kaydetmek Verb
erken başlama, yarışmacıya tanınan avantaj.
a 10-minute head start. Noun
uygun/müsait başlangıç, iyi sonuç vadeden girişim. Noun
iş başlaması
bir aracı iterek ya da cereyan aktarma kablosu ile çalıştırmak Verb
erken yola düzülmek Verb
(ticaret) başta kötü başlamak Verb
erken yola çıkmayı teklif etmek Verb
motorlu bir aracı iterek çalıştırmak Verb
harekete hazır
çıkış yapmaya hazır
büyük telaş
Bölüm Başlangıcı Information Technology
durağan başlangıç Noun, Sports
sıcak başlatma Information Technology
sıcak başlama (bir iş döneminin başlangıcında bir bilgisayar istasyonunun çalışmaya başlaması
iş açmak Verb
üç beş kuruşla bir işe başlamak Verb
bir arabanın kontağını açıp çalıştırmak Verb
bir şirket kurmak Verb
bir şirketi biriyle ortaklaşa kurmak Verb
konuşmayı başlatmak Verb
bir konuşmayı başlatmak Verb
müzakereyi başlatmak Verb
bir girişime başlamak Verb
aile kurmak Verb
(a) avlamak için) tavşanı yuvasından kaçırmak, (b) konudan uzaklaştırıcı fikir ortaya atmak.
bir makineyi çalıştırmak Verb
yeni bir moda yaratmak Verb
bir gazete çıkarmak Verb
biri aleyhinde takibata geçmek Verb
hır çıkarmak Verb
hırgür çıkarmak Verb
hırıltı çıkarmak Verb
çıngar çıkarmak Verb
bir dükkân açmak Verb
dükkân açmak Verb
hiç yoktan bir şehir kurmak Verb
treni kaldırmak Verb
bir treni sefere koymak Verb
bir treni kaldırmak Verb
savaş açmak Verb
birinin ürünlerini yeren bir kampanya başlatmak Verb
(US) tarifeye göre işlemek Verb
baştan başlamak Verb
huzursuzluk yaratmak Verb
yeniden baştan başlamak Verb
yeni baştan başlamak Verb
bir itirazda bulunmak Verb
itirazda bulunmak Verb
haftada 140 dolarla işe başlamak Verb
haftada 140 dolarla işe başlamak Verb
her yarım saatte bir kalkmak Verb
bir işe tersten başlamak Verb
işe yanlış tarafından başlamak Verb
bir işe tersinden başlamak Verb
az bir sermaye yle işe başlamak Verb
başlama tarihi Noun
başlangıç tarihi Noun
boşanma davası açmak Verb
ateş açmak Verb
sıfırdan başlamak Verb
gerçeklere dayanarak konuşmak Verb
sıfırdan işe başlamak Verb
bir işe hiçten başlamak Verb
bir gerçeğe (olguya) dayanmak Verb
çarpışmalara başlamak Verb
işe başlamak Verb
hayata atılmak Verb
hayata atılma
müzakerelere başlamak Verb
çıkmak Verb
işe yanlış yerinden başlamak Verb
kitap yazmaya (okumaya) başlamak Verb
bir işe başlamak Verb
işe başlamak Verb
bir yolculuğa çıkmak Verb
zarar vermeden başlamak Verb
(US) programa göre başlamak Verb
dönüş yolculuğuna başlamak Verb
tarifeye uygun olarak kalkmak Verb
bir roman yazmaya başlamak Verb
roman yazmaya başlamak Verb
birbiri ne girmek Verb
işletmek Verb
çalıştırmak Verb
hamile olduğu dışarıdan farkedilmeye başlamak Verb, Reproduction
birini işe başlatmak Verb
birini bir baltaya sap etmek Verb
birini düşündürmek Verb
çenesi açılmak Verb
bir şeye başlamak Verb
işi başlatmak Verb
motoru çalıştırmak Verb
kavgayı başlatmak Verb
marşa basmak Verb
bir araştırmada ilk fiyatı başlatmak Verb
kıvılcımlanmak Verb
çalıştırmak Verb
birden belirmek Verb
feryadı basmak Verb
(satışlar) iyi gitmek Verb
kafası yerine gelmek Verb
ilk iş olarak
başlangıçta
işe soyunmak Verb
işe başlamak Verb
işbaşı yapmak Verb
..., ama hiç yoktan iyidir.
...'in başında 1980'lerin başında... Adverb
erken yola çıkmaya karar vermek Verb
(işe) ters tarafından başlamak.
başından sonuna kadar Adverb
baştan aşağı Adverb
baştan sona Adverb
başlangıçtan sonuna kadar
iyi meslek olanaklarına sahip olmak Verb
...'e iyi başlamak Verb
...'e iyi bir başlangıç yapmak Verb
bir görev için avans almış olmak Verb
iş hayatına atılmak Verb
başla(t)mak, işletmek, faaliyete geçirmek, önayak olmak, çığır açmak.
garanti başlangıç tarihi Noun, Quality
Karada Çıkabilecek Yangınlarla, Deniz, Liman veya Kıyıda Çıkıp Karaya Ulaşabilecek ve Yayılabilecek veya
Karada Çıkıp Kıyı, Liman ve Denize Ulaşabilecek Yangınlara Karşı Alınabilecek Önleme, Söndürme ve Kurtarma Tedbirleri Hakkında Yönetmelik
Proper Name, Law
  1. start

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Çıkış, başlama