steal

  1. çalma(k), aşırma(k),
    argo yürütmek, araklama(k).
    My bicycle was stolen when I was in the shop.
  2. hırsızlık (etmek).
  3. gizlice/sezdirmeden/hile ile alma(k)/ yapma(k)/kaçırma(k)/davranmak/hareket etmek.
    to steal a kiss:
    gizlice öpmek.
    to steal someone's heart: baştan çıkarmak, kalbini çalmak.
  4. steal away/from/in/into/out: gizlice/yavaş yavaş/sinsice gitme(k)/hareket etme(k). He stole
    into the room: Gizlice odaya girdi. He stole out of the house without anyone seeing him: Kimseye görünmeden evden çıkıp gitti. to steal along: sinsi sinsi yürümek/gitmek. to steal the scene: dikkati üzerine çekmek. to steal the show (bkz: show )2 (20).
  5. (beyzbol) bir kaleden ötekine ustalıkla koşma(k).
  6. gizlice/sessizce/farkedilmeden olmak/vukubulmak/geçmek.
    The years steal by: Yıllar farkedilmeden
    geçip gidiyor.
    A smile stole across her lips: Dudaklarında gizli bir tebessüm belirdi.
    The evening shadows begin to steal across the ground: Yavaş yavaş akşamın gölgeleri etrafı sarıyor.
  7. çalınmış eşya.
  8. kelepir.
  9. hileli alışveriş.
başkasının fikrini kendi fikri gibi göstermek, başkasından önce davranıp aynı yöntemi kullanarak onu etkisiz bırakmak.
kelepir
çalıp çırpmak Verb
aşırmak Verb
araklamak (argo) Verb
çalmak niyetiyle
bir rakibin pazarını elinden almak Verb
farkettirmeden/gizlice/göz ucuyla bakmak/gözetlemek.
başkasından önce davranmak/hedefe ulaşmak.
başkasından önce bir hedefe gizlice ulaşmak Verb
birinden erken davranmak Verb
birinin bir adım önüne geçmek Verb
birine belli etmeden üstünlük kazanmak Verb
biletsiz yolculuk etmek Verb
sıvışmak, yavaşça savuşmak, sezdirmeden geçmek, 13
steal someone's thunder: başkasının fikirlerini,
plânlarını, sözlerini kendine maletmek/kullanmak/kendininmiş gibi göstermek.
ne pahasına olursa olsun iş koparmak Verb
kaçak elektrik kullanmak Verb
içeri sızmak Verb
gizlice girmek Verb
pazardaki oyunculardan pay almak Verb
pazar payı kapmak Verb, Competition Law
yüz milyon lira vurmak Verb
kamu malını çalmak Verb
kamu malıni çalmak Verb
düğün pilavıyla dost ağırlamak Verb
dikkati asıl konudan başka yere çekmek.
(a) parsayı toplamak, başkasının başarısından haksız yere yararlanmak.
He did all the work, but his
wife stole the show . (b) bir grupta en çok göze çarpan kimse/şey olmak, bütün dikkati üzerinde toplamak.
ekmeğine göz koymak Verb