story

  1. Noun öykü, hikâye, masal.
    it's a long story: uzun hikâyedir, anlatması uzun sürer.
    that's another
    story: o başka bir hikâye/mesele; onu başka zaman anlatırım.
    that's quite another story: o büsbütün başka/ayrı bir şey/mesele.
    it's quite another story now: eski çamlar bardak oldu.
    the same old story: hep aynı nakarat/terane, değişen bir şey yok, eski hamam eski tas.
  2. Noun destan, efsane, menkıbe.
  3. Noun haber, rivayet, anlatış, anlatılan şey.
    as the story goes: deniliyor ki, söylenildiğine göre.

    build up a story: uydurmak, bir haberi abartmak.
    cover a story: (gazetede vb.) bir haberi yayınlamak.
    make a long story short: sözü uzatmamak.
    There is a story that: anlatıldığına göre, rivayet ediliyor ki.
    These empty bottles tell their own story: Bu boş şişeler herşeyi izah ediyor (başka delile hacet yok).
  4. Noun yalan, martaval, uydurma hikâye.
    tell stories: yalan söylemek, uydurmak.
    What a story!:
    Ne yalan, ne yalan; yalan olursa bukadar olur.
  5. Noun tarih.
  6. Noun (binalarda) kat, bir katta bulunan odalar.
  7. Verb tarihî tablolarla süslemek.
  8. Verb (a) tarih/hikâye anlatmak, (b) palavra atmak, yalan söylemek.
hikâyenin neresinde kaldığını unutmak Verb
kafasından hikâye uydurmak Verb
kendi uydurduğu bir hikâyeyi anlatmak Verb
kendi anlatışına göre
tavan arası
olayın ardındaki gerçekler
bir tahtası eksik olmak Verb
hakikati ortaya koymak Verb
kurt masalı
arkadaş .* uydurma laf
palavra, martaval, uydurma lâf/hikâye, kurt masalı, inanılmaz hikâye. Noun
bir hikâyenin devamı
tefrika halindeki hikâye
hikâye uydurmak Verb
bir anonim şirketin özel raporu
bir anonim şirket özel raporu
baş hikâye
bir hikâyenin özü
korkunç/tüyler ürpertici hikâye.
tüyler ürpertici hikâye
polisiye roman
detektif hikâyesi
polisiye Noun, Language-Literature
başarıları ve ününden yararlanarak başkasının cebinden yemek yemek
birinin dediklerine kısmen inanmak Verb
bir gazeteciye sızdırılan ve sanki onun yorumuymuş gibi çıkan haber
kıssadan hisse çıkarmak Verb
bir hikâyeye aslında olmayan şeyler ekleyerek ilgiyi artırmak Verb
bir hikâyeyi süsleyip püslemek Verb
hikâye uydurmak Verb
(a) peri masalı, (b) yalan, inanılmaz/uydurma hikâye, aldatıcı/yanıltıcı söz/beyan.
bir hikâyeyi bozarak başka türlü anlatmak Verb
(gazete, dergi vb. de) en önemli/heyecanlı/ilginç yazı/haber/makale vb.
feature ile ayni anlama gelir. Noun
birinci (US , ikinci) kat
martaval, palavra, çok abartılmış/mübalâğalı hikâye. Noun
(Br) avcı palavrası
çerçeve haber
bir hikâyenin parçalarını bir araya toplamak Verb
hortlak hikâyesi
heyecana kaptıran hikaye
talihsizlik öyküsü
bir öykünün ana noktası Noun
gülmece
işin içyüzü
kulis arkası Noun
düzmek Verb
inanılmaz hikâye
bir hikâyeyi bir yerde geçirmek Verb
baş haber
baş haber
aşk hikâyesi
aşk hikayesi
alt kat
zemin katı
uydurma hikâye
bir hikâye uydurmak Verb
velhasıl-ı kelam Adverb
uzun lafın kısası
bu hikayeden çıkarılacak sonuç şudur
bu hikayeden çıkarılacak ders şudur
: gizem-öykü, polisiye roman.
bir hikâyenin tek sözcüğüne bile inanmamak Verb
inanılacak hikâye
bir hikâyenin konusu
acayip hikâye
bir hikâyeyi abartmak Verb
film hikâyesi
ikinci kat (Amerikada zeminkatın hemen üstündeki kat, diğer ülkelerde zemin katın iki üstü).
tefrika halinde yayımlanan hikâye
uzun ve soğuk fıkra
uzun, soğuk ve münasebetsiz fıkra.
kısa hikâye. Noun
küçük hikâye, kısa roman.
acıklı hikâye.
inanılmayacak hikâye
aynı hikâyeyi anlatmak Verb
aynı hikâyede ısrar etmek Verb
olayları aynı şekilde anlatmak Verb
hikâye
abartılmış ya da inanılmaz öykü
masal anlatmak,
tell a story = tell a lie: yalan söylemek, masal okumak.
Oyuncak Hikayesi Noun, Cinema
gerçek hikâye
uzun bir hikâye anlatmak Verb
tatsız hikâye
üst kat
bir hikâye uydurmak Verb
Batı Yakasının Hikayesi Proper Name, Cinema
reklam taslağı Noun
öykülü film.
yüksek bodrum katı
konu, olaylar dizisi, hikâyenin ana çizgisi.
senaryo hakları Noun
öykücü
hikâyeci
bir eve bir kat daha çıkmak Verb
gemi kazası olayını ayrıntılarıyla anlatmak Verb
bir öyküye gereksiz ayrıntılar doldurmak Verb
bir hikâyeyi baştan sona anlatmak Verb
hikâyeci
hikâyecilik
…'in perde arkası Noun
uzun lafın kısası, … Noun
üç katlı ev
Velhasıl-ı kelam, ... Adverb
Sözün kısası, ... Adverb
Velhasıl, ... Adverb
Uzun lafın kısası, … Adverb
Velhasıl-ı kelam, ... Adverb
Uzun lafın kısası, … Adverb
Sözün kısası, ... Adverb
Velhasıl, ... Adverb
Oyuncak Hikayesi 3 Proper Name, Cinema