temper

English-Turkish Translation

  1. mizaç, huy, tabiat, itidal.
    an even temper: sakin tabiat.
    bad temper: huysuzluk, fena tabiat.

    good temper: iyi huy, munislik.
    have a bad temper: huysuz olmak.
    have a good temper: iyi huylu/munis olmak.
    loose one's temper: hiddetlenmek, itidalini kaybetmek.
  2. terslik, huysuzluk, aksilik, öfke, hiddet.
    be in a temper: ters/huysuz olmak, aksiliği üstünde
    olmak.
    show temper: hiddetini belli etmek, hiddetlenmek.
  3. sükûnet, mülâyimlik.
    be out of temper: sükûnetini kaybetmek, çileden çıkmak, öfkelenmek.
    keep
    one's temper: sükûnetini korumak, kendine hâkim olmak.
  4. kıvam, karar, tav.
    draw/let down the temper of a tool: bir aleti tavlamak/suyunu gidermek/yumuşatmak.
  5. bir maddenin sertlik derecesi.
  6. çeliğe su verme.
    (steel) lose its temper: (çelik) suyunu kaybetmek.
  7. meneviş(leme).
  8. yumuşatmak, hafifletmek.
    temper justice with mercy: adalete merhamet katmak.
  9. ölçülü hale getirmek, tadil/ıslah etmek.
  10. kıvama getirmek.
  11. balçığa su karıştırıp yoğurmak.
    to temper clay.
  12. çeliğe su vermek, çeliği kızdırıp hızla soğutarak sertleştirmek, tav vermek, tavlamak.
  13. Music çalgıyı akort etmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

govern one's temper
kendini tutmak Verb
govern one's temper
öfkeye kapılmamak Verb
have command over one's temper
kendi içgüdülerine hâkim olmak Verb
have command over one's temper
duygularına hâkim olmak Verb
hold in one's temper
kendine hâkim olmak Verb
keep one's temper
itidalini kaybetmemek Verb
let one's temper
kendini tutamamak Verb
lose one's temper
çok kızmak, öfkelenmek, tepesi atmak.
school one's temper
kendisine hâkim olmak Verb
bad temper
hırçınlık
bad temper
huysuzluk
be in a hell of a temper
heyheyleri üstünde olmak Verb
fly into a temper
hiddetlenmek Verb
have a quick temper
çabuk öfkeleniyor olmak Verb
have a quick temper
çabuk öfkelenen bir huya sahip olmak Verb
have a short temper
çabuk kızma huyu olmak Verb
have an uneven temper
bir dakikası ötekine uymamak Verb
ill temper
kötü huy, huysuzluk, aksilik, nobranlık, nadanlık, haşinlik. Noun
in a bad temper
keyifsiz
in a bad temper
neşesiz
incompatibility of temper
huy uyuşmazlığı
lose your temper
sabrı taşmak Verb
lose your temper
itidalini kaybetmek Verb
lose your temper
gözleri kararmak Verb
lose your temper
tepesi atmak Verb
lose your temper
sükûnetini kaybetmek Verb
make a show of temper
hırçınlık etmek Verb
out of temper
sinirli Adjective
quickness of temper
huysuzluk
quickness of temper
çabuk hiddete kapılma huyu
quickness of temper
sinirlilik
show a bad temper
hırçınlaşmak Verb
show a bad temper
cadılık etmek Verb
sweetness of temper
huy tatlılığı
uncontrollable temper
kendine hâkim olamama
violent temper
hiddet
violent temper
öfke
woman who has a railing tongue and a bad temper
şirret
temper tantrum
öfke nöbeti Noun, Psychology
temper with the elections
seçimlere hile karıştırmak Verb
wind up sb's temper to a pitch
birinin tahammülünü tüketmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database