temsilci

Turkish-English Translation

  1. Noun, International Law representative, agent
  2. Noun representative
  3. agent
  4. delegate
  5. attorney
  6. sales account
  7. concessionaire
  8. concessionnaire
  9. rep
  10. one's man of business
  11. representer
  12. vicarious agent
  13. commissary
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

dernek temsilcileri
association officials Noun, Management
devlet temsilcisi
state agent Noun, International Law
dışişleri yüksek temsilcisi
high representative for foreign affairs Noun, Politics-Intl. Relations
sektör temsilcileri
industry representatives Noun
(Katolik kilisesinde) temsilci
vicar
baş temsilci
chief representative
baş temsilci
principal agent
baş temsilci
head agent
belli bir davada kanuni temsilci
curator ad litem
daimi temsilci
permanent representative Noun, Politics-Intl. Relations
daimi temsilci
resident representative Noun, Politics-Intl. Relations
daimi temsilci
ordinary agent
daimi temsilci
regular agent
diplomatik temsilci
diplomatic representative
diplomatik temsilci
diplomatic agent
dış temsilci
outside agent
dış temsilci
foreign representative
dış temsilci
representative abroad
dış ülkedeki temsilci
foreign agent
fahri temsilci
unpaid agent
genel temsilci
principal agent
genel temsilci
universal agent
genel temsilci
chief agent
genel temsilci
general representative
genel temsilci
general agent
genel temsilci
head agent
genel temsilci
agent general
gezici model tanıtıcı temsilci
pattern man
her sınıftan temsilci
representative men from all classes
kanun çıkaranları koruyan temsilci
public representative
kanuni temsilci
curator
kanuni temsilci
lawful representative
kanuni temsilci
statutory agent
kanuni temsilci
legal representative
kanuni temsilci
agent of necessity
kitap vb aracılığı ile yayımlatmak olan temsilci
literary agent
mahalli temsilci
local agent
mali temsilci
fiscal agent
mali temsilci
financial agent
memleket içi temsilci
home factor
memleket içi temsilci
domestic factor
özel bir iş yapmak üzere atanan temsilci
special agent
özel temsilci
special representative
özel temsilci
special deputy
özel temsilci
private agent
resmi temsilci
official representative
tam yetkili temsilci
plenipotentiary Noun, International Law
tayin olunan temsilci
nominated representative
tek temsilci
sole representative
ticari işlerde başkan hesabına hareket eden temsilci
attorney in fact
ticari temsilci
commercial representative
ticari temsilci
commercial agent
ticari temsilci
commercial delegate
toplu sözleşme müzakerelerinde yetkili temsilci
bargaining agent
üstdüzey diplomatik temsilci
public minister
vekaletnamesiz temsilci
ostensible agent
yardımcı temsilci
assistant agent
yegâne pazarlık yapan temsilci
exclusive bargaining agent
yegâne temsilci
sole agent
yegâne temsilci
sole agency
yegâne temsilci
sole representative
yerel temsilci
local agent
yerel temsilci
man of the spot
yetkili temsilci
accredited representative
yetkili temsilci
authorized agent
yetkili temsilci
recognized agent
yetkili temsilci
certified agent
yetkili temsilci
accredited agent
yetkili temsilci
authorized representative Noun, Law
yetkisiz temsilci
agency without authority
temsilci aracılığıyla mal sipariş etmek
to order goods through a representative Verb
temsilci atanması
term of an agent
temsilci firma
representative firm
temsilci kesim
cross section
temsilci miz yoktur
no agents
temsilci olarak atamak
to depute Verb
temsilci sıfatı
representative capacity
temsilci tayin eden kimse
appointor
temsilci tayin etmek
to application an agent Verb
temsilci temsilciliğini devredemez terimi
(Lat.) delegatus non potest delegare
temsilci yetkisi
authority of an agent
temsilci, vekil
agent
bir konferansa temsilci göndermek
to send a representative to a conference Verb
bir temsilci tutmak
to retain an agent Verb
birini temsilci atamak
to appoint someone one's agent Verb
birini temsilci tayin etmek
to appoint someone one's agent Verb
biriyle görüşmek üzere bir temsilci göndermek
to send a deputation to confer with sb Verb
diplomatik temsilci tayin etmek
to appoint a diplomatic agent Verb
doğrudan ve yalnızca esas temsilci ile iş görmek istediğinde
delegatus non potest delegare
için sadece temsilci görevi görmek
to act only as agent for Verb
Avrupa Birliği Daimi Temsilci Yardımcılığı
Deputy Permanent Delegation to European Union Noun, Organizations
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir kimse veya bir topluluk adına ... yetki verilmiş olan kimse
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.