uplift

  1. Verb yukarı kaldır(ıl)mak, yüksel(t)mek.
  2. Verb (toplum, kültür vb.) ilerle(t)mek, geliş(tir)mek, inkişaf et(tir)mek, kalkın(dır)mak.
    I want to see the poor uplifted.
  3. Verb (ruhen/manen) yücel(t)mek, kuvvetlen(dir)mek.
  4. Noun yukarı kaldır(ıl)ma, yüksel(t)me.
  5. Noun (toplum, kültür vb.) ilerle(t)me, geliş(tir)me, inkişaf et(tir)me, kalkın(dır)ma.
    He devoted his life
    to the uplift of the nation. A new plan for the uplift of the eastern provinces.
  6. Noun (ruhen/manen) yücel(t)me, kuvvetlen(dir)me.
  7. Noun (bkz: brassiere ).
  8. Noun, Geology deprem vb. sonucu arazi yükselmesi, yüksek arazi.
birini yüceltmek Verb