welcome

  1. Exclamation hoş geldiniz! safa geldiniz! buyurun! welcome
    home! welcome to Ankara! welcome to our home!
  2. Noun iyi/samimî karşılama, nezaket/ misafirperverlik (gösterme).
    He is welcome to come and go at his pleasure:
    İstediği zaman gelip gidebilir.
    to give someone a warm/hearty welcome: birisini hararetle/samimiyetle karşılamak.
    give someone a cold welcome: soğuk karşılamak, istiskal etmek.
    meet with a cold welcome: soğuk karşılanmak, istiskal edilmek.
    overstay (veya
    wear out, stay out) one's welcome: fazla kalıp tadını kaçırmak, misafirperverliğini suiistimal etmek.
  3. Transitive Verb iyi/nezaketle/memnuniyetle/hoş karşılamak, nezaket/samimiyet/misafirperverlik göstermek.
    The Queen
    welcomeed the President as soon as he got off the plane.
  4. Transitive Verb memnun olmak, memnuniyet duymak.
    to welcome a change.
  5. Transitive Verb (belirli bir tepki) göstermek.
    They welcomeed the idea with little interest.
  6. Transitive Verb buyur etmek, buyurun demek.
    They opened the door and welcomeed him in.
  7. Adjective hoş/iyi/memnuniyetle/samimiyetle karşılanan.
    a welcome visitor.
  8. Adjective hoş, makbul, hoşa giden, memnuniyet verici, rahatlatıcı.
    a welcome rest. a welcome letter.
gereğinden uzun süre kalmak Verb
bir misafirlikte gereğinden uzun süre kalmak Verb
konukseverliğini istismar etmek Verb
evini birine açmak Verb
kahraman gibi karşılanmak Verb
birine hoş geldin demek Verb
birine hoşgeldin demek Verb
soğuk karşılama
coşkulu karşılama
büyük coşkuyla karşılamak Verb
büyük törenle karşılama
birini dostça karşılamak Verb
iyi karşılanmak Verb
dostça olmayan karşılama
hoş karşılanış
sıcak karşılama Noun
birinin misafirperverliğini suiistimal etmek Verb
birinin yanında çok uzun kalmak Verb
hoşgeldin sözleri Noun
hoş geldin sözleri Noun
Aramıza hoşgeldin.
hiç istenilmeyen
hoş karşılanan konuk
müşterileri karşılamak Verb
hoş geldin mektubu
kırmızı halı
iyi haberler Noun
hoşgeldin arabası: mahalleye yeni gelenlere hediyeler ve civardaki dükkânların sattıkları eşyadan örnekler takdim eden araba. Noun
hoşgeldin ziyaretçisi: bu servisi destekleyen kimseler. Noun
Hoşgeldiniz.
bir kitaplıktan yararlanılmasını memnuniyetle karşılamak Verb
birine hoş geldin demek Verb
ağırlamak.
welcome home (party): ağırlama (ziyafeti).
You're (quite) welcome : Estağfurullah,
birşey değil, rica ederim.
You're welcome to it: Buyurunuz.
You're welcome to try it: İsterseniz deneyin.
You're welcome to pick the flowers: İsterseniz çiçek koparabilirsiniz.
biri için kırmızı halılar sermek Verb
birine hoş geldine çıkmak Verb
Rica ederim.
Birşey değil.