win

  1. Verb kazanmak, elde etmek, ele geçirmek.
    He applied for a scholarship and won. He won his post after years
    of striving. Our army won a great victory.
    win by a head: bir at başı farkı ile yarışı kazanmak.
  2. Verb yenmek, galip gelmek.
    Who won the war?
  3. Verb birinci gelmek/olmak.
    He won the race. The winning team.
  4. Verb (büyük gayret sarfederek bir amaca/sonuca/gayeye/menzile vb.) ulaşmak, varmak, erişmek.
    They won the
    shore through a violent storm. They won the top of the mountain.
  5. Verb (ödül, ün vb.) kazanmak.
    He won the prize being the first to finish the race.
  6. Verb gönlünü kazanmak, razı etmek.
  7. Verb
    win over: ikna etmek, muvafakatini/desteğini sağlamak, gönül avlamak, kendi tarafına çekmek.
    The
    speech won him over to our side.
  8. Verb evlenmeye razı etmek.
  9. Transitive Verb (odun, ot vb.'yi açık havada) kurutmak.
  10. Transitive Verb (bkz: winnow )
  11. Noun zafer, utku, yengi, başarı.
  12. Noun (yarışta vb.) birincilik, birinci gelme, kazanma.
  13. Noun (bkz: wind )
parlamentoda yerini alacağından kesinlikle emin olmak Verb
gönlünü etmek Verb
dinleyicisini etkilemek Verb
davasını kazanmak Verb
günlük ekmeğini kazanmak Verb
hayatını kazanmak Verb
(ilk olarak) ün salmak, tanınmak, şöhret yapmak.
kişiliğini kabul ettirmek.
(US) davasını kazanmak Verb
azimle ilerlemek Verb
yoksulluktan sivrilmek
ehliyet almak.
birini kendi tarafına kazanmak Verb
birine fikrini kabul ettirmek Verb
parti sine birini kazanmak Verb
partisine birini kazanmak Verb
kazan-kazan Noun
kazanması beklenen
başarının mümkün olmadığı bir durum ile ilgili
kazanma şansı olmayan
bahis bahsi kazanmak Verb
bahsi kazanmak Verb
bir davayı kazanmak Verb
davayı kazanmak Verb
gıyap kararı sayesinde bir davayı kazanmak Verb
bir yarışmayı kazanmak Verb
bir davayı kazanmak Verb
nişan almak Verb
bir servet kazanmak Verb
oyun almak Verb
(bir kadını) evlenmeye razı etmek.
kumarhanede büyük para kazanmak Verb
bir davayı kazanmak Verb
yeni bir pazar elde etmek Verb
yeni bir pazar elde etmek Verb
bir şeyden oldukça büyük kâr sağlamak Verb
ödül kazanmak Verb
ün kazanmak Verb
burs kazanmak Verb
burs almak Verb
milletvekili olmak Verb
yeniden seçilmek Verb
zafer kazanmak Verb
güvenoyu almak Verb
savaş kazanmak Verb
bir karı bulmak Verb
taraftar kazanmak Verb
seçimi ufak bir farkla kazanmak Verb
bir seçimi ufak bir farkla kazanmak Verb
az bir farkla seçimi kazanmak Verb
beğenilmek Verb
piyasaları yeniden ele geçirmek Verb
piyasaları yeniden ele geçirmek Verb
küçük bir farkla kazanmak Verb
(at yarışı) bir boy farkla kazanmak Verb, Sports
(a) az farkla kazanmak, (b) (at yarışında) bir baş farkla birinci gelmek.
(at yarışı) burun farkıyla kazanmak Verb, Sports
eleştirmenlerce beğenilmek Verb
bilimci olarak ün kazanmak Verb
bir şeyden kurtulmak Verb
tutmak Verb
kolayca kazanmak/başarmak/yenmek. 10
win the day = win the field: başarmak, savaşı kazanmak, galip gelmek, zafere ulaşmak.
büyük övgü almak Verb
kolayca kazanmak Verb
piyango da kazanmak Verb
şan şeref kazanmak Verb
kurtulmak Verb
maden işletmek Verb
maden işletmek Verb
başarmak.
kendi tarafına kazanmak Verb
taraftarlığını kazanmak Verb
coşkun alkışla karşılanmak Verb
kendini kabul ettirmek Verb
(sanatçı) tanınmak Verb
birinin sevgisini kazanmak Verb
takdir kazanmak Verb
birinin dikkatini çekmek Verb
birinin yardımına mazhar olmak Verb
birini müttefik olarak kazanmak Verb
birini bir davaya inandırmak Verb
seyirci ve dinleyicilerin alkışıni almak Verb
seyirci ve dinleyicilerin alkışını almak Verb
muharebeyi kazanmak Verb
seçimi kazanmak Verb
zafer kazanmak Verb
jüriyi kendi tarafına kazanmak Verb
galip gelmek Verb
doruğa varmak Verb
yazı-tura atarak kazanmak.
başarı ile sonuca ulaşmak.
kıyıya varmak Verb
birinin üzerinde nüfuzu olmak Verb
birinin üzerinde nüfuz kazanmak Verb
seçmenlerin oyunu almak Verb
kazanmayı olduğu kadar kaybetmeyi de düşünerek tehlikeyi göze almak.
taraftar kazanmak.