1. (a) yaraşmak, uymak, uygun olmak, yakışmak.
    That tie goes with your suit. (b) beraber gitmek,
    eşlik etmek.
    Happiness doesn't necessarily go with money. (c)
    go out with olarak da söylenir
    k.d. flört etmek.
    He's been going with Linda for a long time. (d)
    go with the tide: zamana uymak, (e) yanyana gitmek, ayrılmamak.
    Responsibility goes with becoming a father. (f)
    go with the crowd/the times/the stream: kalabalığa/zamana/günün icaplarına uymak.
yakıştırmak Fiil
(tren) yolda sadece üç istasyonda durarak gitmek Fiil
ayak uydurmak Fiil
çoğunluğa katılmak Fiil
çoğunluğa uymak Fiil
sürüden ayrılmamak Fiil
kalabalığa uymak, başkalarının yaptığını yapmak.
I do what I want to do; I don't follow the crowd:
Ben başkalarının yaptığını değil, canımın istediğini yaparım.
yaraştırmak Fiil
giysiye yakışacak bir şapka istemek Fiil
evlenmek niyetiyle flört etmek Fiil
birlikte olmak Fiil
trene binmek Fiil
planlarını uygulamak Fiil
tasarılarını gerçekleştirmek Fiil
parçası olmak Fiil
refakat etmek Fiil
kabul etmek Fiil
uymak Fiil
birinin görüşlerini paylaşmak Fiil
yanaşmak Fiil
birinin üstüne üstüne gitmemek Fiil
paylaşmak Fiil
biriyle bir şeyi yarı yarıya paylaşmak Fiil
biriyle yarı yarıya paylaşmak Fiil
biriyle yarıyarıya paylaşmak Fiil
biriyle yarı yarıya paylaşmak Fiil
biriyle el ele gitmek Fiil
biriyle el ele gitmek Fiil
güç duruma düşürmek, başını derde sokmak.
… için zor/çetin/acı olmak.
It will go hard with us if … : … olursa halimiz haraptır/çekeceğimiz var.
… ile ortak olmak, birleşmek.
biriyle fısıldaşmak Fiil
büyük başarı sağlamak.
Zeki Müren's latest song has really gone off with a bang over here.
bir şeyi incelerken ince eleyip sık dokumak Fiil
ince eleyip sık dokumak Fiil
fine-tooth comb (2).
parsa toplamak Fiil
biriyle masrafları paylaşmak Fiil
bir şey için yapılan masrafı biriyle paylaşmak Fiil
(sonuna kadar) sebat etmek, dayanmak, yürütmek, sonuca ulaştırmak, bitirmek, tamamlamak.
He disliked
the job so much that he refused to go through with it.
sebat edip bitirmek, güçlüklere rağmen yapmak.
birine dava açmak Fiil
birine dava açmak Fiil
aleyhinde dava açmak Fiil
birisinin aleyhine dava açmak.
... ile savaşa girmek Fiil
(borsa) birden fırlayış göstermek Fiil
…'e devam etmek, sürdürmek, uygulamaya geçmek.
to go ahead with a plan.