Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. İsim, Din ve İnanç inayet
  2. İsim, Din ve İnanç fazl
  3. zariflik, zarafet, letafet, incelik, naziklik, nezaket.
    have grace to: lûtfetmek.
  4. çekicilik, cazibe.
  5. kayra, iyilik, lûtuf, kerem, ihsan, inayet.
    by the grace of God: Allahın inayetiyle.
    By the
    grace of God the ship came safely home through the storm.
  6. iltimas, himaye.
  7. yarlıgama, mağfiret, gufran, merhamet, rahim.
  8. mühlet, müsaade, (borç ödenmesi, taahhüdün yerine getirilmesi gibi hususlarda) süre uzatımı, mehil.
    The
    bank gave him 3 days grace. I'll give you a week's grace, but if the work is not finished, then I'll write to my lawyer.
  9. İlahiyat (a) lûtfu ilâhî, (b) ruh selameti, (c) fazilet, (d) rahmet.
  10. manevî güç/kuvvet, iman kuvveti.
  11. (yemekten önce/sonra okunan) şükran duası.
    say grace: şükretmek, şükran duası okumak.
  12. feraset, anlayış, seziş, incelik, yapılması doğru olan şeyi anlama/sezme.
    He had the grace to go.

    He had the grace to be ashamed: Hiç olmazsa utandı.
  13. Müzik ek melodi: asıl melodiye ilâve edilen ve ufak olarak yazılan notalar.
    grace note: melodiye eklenen fazla nota.
  14. süslemek, tezyin etmek.
    Many fine paintings graced the rooms of the house.
  15. şeref vermek, şereflendirmek, teşrif etmek.
    to grace an occasion with one's presence. We were graced
    with the presence of the President.
  16. lûtuf göstermek, inayet etmek.
  17. Müzik (asıl melodiye) nota eklemek.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

15 minutes grace
akademik personelin on beş dakika gecikmesi
a saving grace
(kabahatleri mazur gösteren) iyilik, iyi/üstün taraf.
He had the saving grace that … : Kendini affettiren tarafı … dır.
act of grace
genel af.
act of grace
genel af, suç bağışlama.
as an act of grace: bir lûtuf olarak.
actual grace
ilâhî lûtuf: iyilik yapmak ve kötülüklerden sakınmak hususunda Allahın lûtuf ve inayeti.
asking for a period of grace
istimhal
by God's grace
Allahın inayetiyle
by way of grace
lütuf olarak
days of grace
(sigorta) yenileme primlerinin ödenmesi için öngörülen süre
days of grace
ek ödeme süresi
do something with good grace
hoşlanmadığı bir şeyi memnuniyetsizliğini gizleyerek yapmak Fiil
faithful grace
müsaade edilen hareket serbestliği
fall from grace
(a)
k.d. gözden düşmek, itibarını kaybetmek, (b) (dininden) dönmek, dalâlete/hataya düşmek, doğru
yoldan ayrılmak, günaha girmek.
fall from grace
(a) gözden düşmek, itibarını kaybetmek, (b) eski kaba/çirkin tavırlarını takınmak.
file a petition of grace
af dilekçesi sunmak Fiil
give a creditor a week's grace
bir borçluya bir haftalık ek süre tanımak Fiil
give grace
vade tanımak Fiil
good grace
lütuf
good grace
iltifat
good grace
elverişli koşullar
grant a (day's) grace
bir gün daha süre tanımak Fiil
letter of grace
moratoryum
period of grace
ek süre
period of grace
ödemesiz dönem
saving grace
kötü huyları mazur gösteren nitelik/ iyi huy. 6
savingly: kurtararak, koruyarak; tasarruf suretile,
tutumlu davranarak.
to live savingly.
say grace
dua etmek Fiil, Din ve İnanç
state of grace
günahsızlık
with (a) bad grace
istemeyerek, zoraki, istemeye istemeye, arzusu hilâfına.
He accepted that he was wrong wit a bad grace:
Hatasını zoraki kabul etti.
do something with a bad grace: bir şeyi zoraki/söylene söylene yapmak.
with (a) good grace
isteyerek, seve seve, memnuniyetle.
Do something with a good grace: hoşlanmadığı bir şeyi memnuniyetsizliğini
gizleyerek yapmak.
with a bad grace
bir şeyi söylene söylene yapma
with a good grace
bir şeyi seve seve yapma
with bad grace
istemeye istemeye, kerhen.
year of grace
milâdî yıl.
in the year of grace 1991: Milâdî 1991 yılında.
In this year of grace: bu yıl (zarfında).
Your/His/Her grace
Hazretleri, Cenapları: eskiden hükümdarlara, halen dük, düşes, ve başpiskoposlara verilen unvan.
He
spoke a few words to His Grace the Duke of Bedford.
grace cup
sofrada şerefe içilen son içki/kadeh.
grace of God
inayet
grace period
mehil
grace period
cezasız dönem İsim, Hukuk
grace period
ödemesiz süre
grace period
mühlet
grace period
vade
grace period
ödemesiz dönem
grace period (credit)
atıfet (bağışlama) günleri İsim
a three days'grace (for payment of a bill)
bir senedin vadesini üç gün erteleme
by grace of the senate
senatonun izniyle
in grace of
hatır için
loan with a ...-year grace period
... yıl ödemesiz kredi İsim, Bankacılık
coup de grâce
(ıstıraba son veren) öldürücü darbe. İsim
coup de grâce
kesin/kat'î/son/nihaî darbe, sonuca ulaştıran vuruş. İsim
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.