1. tırmık, tarak, sürgü, tapan, kesek kırma makinesi.
  2. tırmıkla(n)mak, tırmık çek(il)mek, sürgü geçir(il)mek, kesek kır(ıl)mak.
  3. hırpalamak, işkence/eziyet etmek, (manevî) eza/cefa etmek, sinirlendirmek, üzmek, asabını bozmak.
    harrow
    someone's feelings: birine eza/cefa etmek, kalbini kırmak.
  4. namusuna tecavüz etmek, ırzına geçmek.
fakruzaruret içinde olmak Fiil
diskli pulluk. İsim
diskli pulluk/tırmık/nadas makinesi: kesici bıçakları disk şeklinde tarım aleti.
döner tırmık.
birinin yüreğini parçalamak Fiil