1. İsim yükle(t)me, tahmil etme (zorunluluk /mecburiyet) yükleme, mecbur etme, yükümlülük altına sokma, (vergi)
    koyma/tarhetme.
    Everyone grumbled at the imposition of new taxes.
  2. İsim yükümlülük, mükellefiyet, angarya, yük, (vergi, ceza vb.), zorunluluk, mecburiyet.
  3. İsim aldatma, kandırma, hile, tezvir.
  4. İsim usandırma, bıktırma, bezdirme, taciz (etme).
  5. İsim haksızlık, zulüm, haksız talep.
    It's an imposition to ask to stay at work till 7 o'clock at night.
  6. İsim zahmet (verme), rahatsız etme.
    Would it be an imposition to ask you to mail this parcel? Zahmet
    olmazsa şu paketi postaya atar mısınız?
  7. İsim, Matbaacılık dizme, tertipleme, düzenleme, tanzim etme, dizilmiş sayfaları basılacak şekilde sıraya koyma.
  8. İsim (kilisede takdis için) elini üzerine koyma.
  9. İsim öğrenciye ceza olarak verilen ev ödevi/yazı.
dolandırıcılık ve kasti hile
bir para cezasının kesilmesi
ceza uygulama
ambargo uygulanması
sıkıyönetim koyma
cezalandırma İsim, Ceza Hukuku
vergi koyma
birinin iyiliğinden yararlanma
yaptırımların konması