Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. (bkz: make )
    (geç.z.&s.f.).
  2. yapılmış, imal edilmiş, mamul.
    made in Turkey: Türkiyede yapılmış.
    handmade: elde yapılmış,
    el işi.
    loosely made: bol yapılmış, gevşek örülmüş (elbise vb.).
    well made: biçimli, iyi yapılı.
  3. yapay, sun'î, yapma.
  4. uydurma, icat edilmiş.
    a made excuse.
  5. geleceği güvenli, istikbali güvence altına alınmış, müemmen, işi yolunda.
    a made man. When you win
    the jackpot, you're made.
  6. oluşmuş, müteşekkil.
    Clouds are made up of little drops of water.
  7. elverişli, uygun, müsait.
    a night made for love.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

be made to digress from (one's topic
saptırılmak Fiil
Manufacture of non-wovens and articles made from non-wovens, except apparel (NACE code: C13.9.5)
Dokusuz kumaşların ve dokusuz kumaştan yapılan ürünlerin imalatı, giyim eşyası hariç (NACE kodu: 13.95) İsim, Sanayi ve Zanaatler
all deductions made
bütün kesintilerden sonra
american made
Amerika'da yapılmış
application should be made
başvurmak ulmalıdır
be made
yapılmak Fiil
cause investigation to be made
tahkikat yaptırmak Fiil
cause investigations to be made
tahkikat yaptırmak Fiil
craftsman made
el ile yapılmış
custom made
ısmarlama
direct an advance to be made
ilerlemeyi emretmek Fiil
factory- made
fabrikada üretilmiştir
foreign made
yabancı ülkelerde yapılmış
gauge the progress made
yapılan ilerlemeyi ölçmek Fiil
have a report made
rapor hazırlatmak Fiil
have it made
şanslı durumda olmak Fiil
he needed no second bidding made
bir lafı iki etmez
home made
evde yapılmış
judge- made
hâkim hükmüne bağlı
machine made
fabrikasyon
machine- made
makineden yapılmış
man made
(tekstil ürünleri ile ilgili olarak) yapay
man made
insan yapısı
man made
insanın ürettiği
man made
sentetik
not well made
çürük
of German made
alman malı
place where oil is made
yağhane
poorly made
yalınkat
precision made
özenle imal edilmiş
precision made
hatasız olmasına dikkat edilmiş
ready made
elverişli
ready made
uygun
ready made
hazır
ready made
basmakalıp
tailor made
iyi dikilmiş
tailor made
terzi elinden çıkmış
the way something is made
yapılış yapılma
to have (got) it made
(a)
ABD- argo sonuçtan /başarıdan emin olmak, son derece uygun olmak, (b) ısmarlamak, ısmarlama yaptırmak.
made bill
(Br) ciro edilmiş senet
made by filling up
dolma
made by hand
elle yapılmış
made ground
dolma arazi
made of
mamul
made of
yapılı
made of brass
pirinç
made of bricks
tuğla
made of carboard
mukavva
made of ceramic
seramik
made of cotton
pamuk
made of felt
keçe
made of fur
kürk
made of gold
zerrin
made of horn
boynuz
made of hornbeam
gürgen
made of matchwood
çerden çöpten.
made of mercerized cotton
merserize
made of money
zengin
made of money
Karun gibi zengin
made of mother-of-pearl
sedef
made of plaster
alçıdan
made of plastic
plastik
made of porcelain
porselen
made of rattan
hezaran
made of rubber
lastikli
made of satin
saten
made of silver
gümüş
made of stone
taş
made of terrylene
terilen
made of tweed
tüvit
made of walnut
ceviz
made out of
bozma
made out to
'nın adına yazılı olmak Fiil
made out to bearer
hamiline
made out to order
ısmarlama
made out to order
emre muharrer
made to last
evladiyelik
made to measure
ısmarlama (yapılmış) (elbise).
made to order
sipariş üzerine
made up
bitirilmiş
made up
tamamlanmış
made up
atmasyon
made up for sale
satılmak üzere ambalajlanmış
made up of
mürekkep
made with craftsmanship
hünerli
(food) made with milk
sütlü
a gelatinous dessert made with cornstarch
pelte
a rich sauce made with walnuts
tarator
a spread made with fish return
tarama
a spread made with yogurt
haydariye
a stew made of meat and vegetables
tas kebap
a thick syrup made by boiling down grape juice
pekmez
articles made in bulk
seri imalat malları İsim
attack made on sb
tasallut
be made bankrupt
iflas ettirilmek Fiil
be made beautiful
güzelleştirilmek Fiil
be made black
karalanmak Fiil
be made determinate
belirtmek Fiil
be made dupe of
açmaza gelmek Fiil
be made free of sth
bir yere girişi serbest olmak Fiil
be made free of sth
bir yere giriş serbest olmak Fiil
be made from something
birşeyden imal edilmiş olmak Fiil
be made from something
birşeyden üretilmiş olmak Fiil
be made from something
birşeyden yapılmış olmak Fiil
be made into a parcel
paketlenmek Fiil
be made into bales
balyalanmak Fiil
be made known to
duyurulmak Fiil
be made loose
gevşetilmek Fiil
be made narrower
daraltılmak Fiil
be made of something
birşeyden yapılmış olmak Fiil
be made of something
birşeyden üretilmiş olmak Fiil
be made of something
birşeyden imal edilmiş olmak Fiil
be made out of something
birşeyden imal edilmiş olmak Fiil
be made out of something
birşeyden üretilmiş olmak Fiil
be made out of something
birşeyden yapılmış olmak Fiil
be made out to order
emre yazılı olmak Fiil
be made privy to it
bir sır tevdi edilmek Fiil
be made red-hot
kızdırılmak Fiil
be made to (do something bad
saptırılmak Fiil
be made to close
kapatılmak Fiil
be made to do something
zorla birşey yaptırılmak Fiil
be made to do something
birşeyi yapmaya zorlanmak Fiil
be made up of
oluşmak Fiil
be made up of
terekküp etmek Fiil
be made up of
teşekkül etmek Fiil
be made up of
ibaret olmak Fiil
be made wet
ıslatılmak Fiil
be made wider or broader
genişletilmek Fiil
be made wild
azdırılmak Fiil
be tailor made for a job
bir iş için biçilmiş kaftan olmak Fiil
bedroom slipper made of felt
pantufla
being made up of
teşekkül
beverage made of slightly fermented millet
boza
bill made out to order
emre muharrer senet
broom made from heath
çalı süpürgesi
cold dish made with dried beans
piyaz
compromise made before an arbirator
tahkim anlaşması
contract made without consideration
ivazsız akit Hukuk
deletion made by the censor
sansürcünün çıkardığı kısım
deletion made by the censor
sansüre uğrayan kısım
dish made from pieces of dry bread and broth
papara
drink made of yogurt and water
ayran
encroachment made by the sea upon land
s denizin karayı yavaş yavaş istilası
endorsement made out to bearer
hamiline ciro
entry made in (on) the register
(Br) sicil kaydı
factory- made goods
fabrikada üretilmiş mallar İsim
fence made of bush
çit
glove made of chamois
güderi eldiven
guilt made of plain white cloth
mitil
have a suit made to measure
ısmarlama elbise yaptırmak Fiil
have a suit made to measure
ısmarlama giysi yaptırmak Fiil
have been made redundant by economic factors
işini ekonomik nedenlerden kaybetmiş olmak Fiil
have made a good start
ilerleme kaydetmek Fiil
have something made for oneself
yapınmak Fiil
have something made ready
hazırlatmak Fiil
having or made of stakes
kazıklı
having someone made sth
yaptırım
he made two attempts at it
onu iki kez denedi
invention made by employees
işçilerin buluşları İsim
inventions made by employees
işçilerin buluşları İsim
judge- made law
hâkimin yargı hakkı
law made for the occasion
belli bir olay için çıkarılan kanun
loan made to an employee
memura verilen avans
loan made to the government
hükümete verilen borç
mortar made of brick dust and lime
horasan
mushy food made from grain
lapa
no charge is made for packing
ambalaj ücretsizdir
not made up for retail sale
perakende satış yoktur
offer made to the world at large
ilan suretiyle teklif
payments made under a separation agreement
bir ayrılık anlaşması tahtında yapılacak ödemeler İsim
promissory note made out to bearer
hamiline yazılı senet
promissory note made out to order
emre yazılı senet
protective case made of sheeting used to cover a quilt
nevresim
ready made clothes
konfeksiyon
ready made furniture
hazır mobilya
ready made shop
konfeksiyon mağazası
ready made suit
hazır takım elbise
recovery of payment made by mistake
yanlışlıkla yapılan bir ödemenin geri alınması
repair made to the framework of a wooden building
kafes tamiri
sale made on the basis of samples
örneklere dayanılarak yapılan satış
shoulder bag made of thick cloth
heybe
soup made with “ tarhana
tarhana çorbası İsim
statement made by a witness
tanık ifadesi İsim
stew made with onions and tomatoes
yahni
sth made up of (so many) pieces
parçalı
sth which is made from fruit
meyveli
tailor made for
için dikilmiştir
the divorce was made absolute
boşanma kesinleşti
they're having alternations made to their house
evlerinde tadilat yaptırıyorlar İsim
turkish made article
Türk malı
us- made product
yabancı ülkede yapılmış ürün
virtue made of necessity
zorunluk gereği erdem
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.

Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

  1. Dişi
Kubbealti Akademisi Kültür ve Sanat Vakfi isbirligiyle yayinlanan özet bilgilerdir. Kelimenin kökeni, tüm anlamlari ve örnek cümleler için www.kubbealtilugati.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.