1. saygın(lık), itibar(lı), nüfuz(lu), tesir(li), prestij (sahibi).
    He has wealth, prestige and power.
  2. ün(lü), şöhret(li), şan(lı), şeref(li).
itibarıni tehlikeye düşürmek Fiil
itibarını tehlikeye düşürmek Fiil
itibarlı adam
iktidar meselesi
itibarıni kaybetmek demek Fiil
itibarını kaybetmek demek Fiil
itibarını kaybetmek Fiil
imaj reklamcılığı
şirketin önemli bir sportif ya da kültürel bir olayın maliyetini üstlendiği reklamcılık türü
prestij reklamcılığı
itibar kazanma
itibarlı mevki
prestij dergisi reklam kampanyası İsim
prestij yayını
şirketin ününü ve prestijini yüceltmeyi amaçlayan herhangi bir tür reklam uygulaması
bir ülkenin uluslararası itibarı
bir ülkenin itibarını bozmak Fiil