1. kese, cüzdan, para kesesi/cüzdanı/çantası.
  2. (kadın) el çantası, çanta.
  3. keseye benzer şey, torba.
  4. (yardım/hediye vb. için) toplanmış para.
  5. ödül, mükâfat (para mükâfatı).
  6. ödenek, tahsisat, harçlık, sarfedilecek para.
  7. (dudak vb.) büzmek/bükmek/kıvırmak.
    to purse lips: dudak bükmek.
  8. keseye/cüzdana koymak.
bütçesi müsaade etmemek Fiil
çok masrafa girmek Fiil
kesenin ucunu sıkmak Fiil
cebini para ile donatmak Fiil
yorganına göre ayak uzatmak Fiil
kesenin ağzını açmak Fiil
parasını birinin emrinde bulundurmak Fiil
kesenin ağzını açmak Fiil
boş para çantası İsim
birinin cüzdanını boşaltmak Fiil
ortak kasa
ortak kese
birinin parasını tüketmek Fiil
şişkin cüzdan
keseyi boşaltacak bir masraf
içi dolu kese
boş para çantası İsim
ortak kasa
(Br) hazine-i hassa müdürü (hükümdara şahsi masrafları için tahsis edilen paranın sorumlusu
birinin para çantasını çalmak Fiil
yankesicilik yapmak Fiil
paranın kuvveti
has hazine, kralın şahsî masraf ödeneği. İsim
devlet kesesi
devlet kasası
devlet hazinesi
çoban çantası
(Capsella Bursapastoris). Küçük beyaz çiçekli, çanak gibi çiçek-zarflı bir bitki. İsim
ortak fon
cebi dolu olma
mütevazı bütçe ile alınabilir
paradan , harcamalardan sorumlu kişi
zenginliğiyle övünen
parasıyla övünmek Fiil
(US) çanta hırsızı
para veya ödeneğin sarf yetkisi.
to control the family purse strings: aile bütçesini yönetmek
(sarf yetkisini elinde tutmak/harcamaları kontrol etmek).
dudaklarını büzmek Fiil
kese elinde olmak Fiil
biriyle ortak kesesi olmak Fiil
kesenin ağzını açmak, bol bol harcamak.
kesenin ağzını açmak Fiil
harcamaları kısmak.
Kötülükten iyilik gelmez.