Fiil sonuçlanmak, sonuç vermek, sahibine rücu etmek, geri tepmek. reflect on someone: birine kabahat
bulmak, kabahatı birine atmak. reflect credit on someone.: birine şeref/onur kazandırmak.
Fiil düşünmek, düşünceye dalmak, tefekkür etmek. reflect on/about sth: bir şey üzerinde/ hakkında düşünmek.
I never reflected whether it was possible: Mümkün olup olmadığını asla düşünmedim. He never reflected that she might not be at home: Onun evde olmayabileceğini hiç aklına getirmedi.
Fiil, Anatomi katlanmak, kat/kırışık teşkil etmek.