1. sessiz, sakin.
    silent reading. The house was very silent after the children went to school. The cat moved on silent feet.
  2. konuşmayan, konuşmaktan kaçınan.
  3. sessiz, sakit, okunmayan, söylenmeyen, telâffuz edilmeyen.
    silent letter: okunmayan harf.
    w
    in “wreck” is a silent letter.
  4. suskun, sükûtî, az konuşan.
  5. zımnî, meskût, açıkça söylenmeyen.
    a silent assent/agreement.
  6. zikredilmeyen.
  7. gayrı faal, durgun.
    a silent volcano.
ağız açmamak Fiil
(sözleşme şartları) herhangi bir şart bulunmamak Fiil
susmak Fiil
susma hakkını kullanmak Fiil, Hukuk
susma hakkını kullanmak Fiil, Hukuk
susmak.
ağızıni kiraya vermek Fiil
telefonu sessize almak Fiil
sessizliğini bozmamak Fiil
sessizliğini korumak Fiil
konuşmamak Fiil
susma hakkı İsim, Hukuk
çöp/süprüntü kovası, kül tablalarının vb. boşaltıldığı kapaklı kova.
sükût ile verilen muvafakat
sessiz durarak rıza gösterdiğini belirtmek Fiil
sessiz film
(Lat) yasalar silahlı kuvvetlerce susturulur
savaş sırasında yasalar işlemez
okunmayan harf
sessiz çoğunluk İsim
sessiz yürüyüş
işlerin yönetimine karışmayan ortak.
komanditer ortaklık
sessiz propaganda
sessiz okuma (ilk metin ile karşılaştırmadan matbaa provasının dilbilgisi , süreklilik ve anlam açıklığı yönünden kontrolü
sessiz okuma
bir motorun sessiz çalışması
sessiz satıcı (satış yerindeki bir malın dikkat çekici ambalajı ve sergilenmesi
(US) denizaltı hizmeti
mahpusların birbiriyle konuşmasını yasak eden sistem.
sessiz davranış, umursamama, sözüne önem vermediğini belirtmek için hiç cevap vermeme.
gürültü çıkarmayan daktilo makinesi
gizli oy
... hakkında herhangi bir hüküm içermemek Fiil, Hukuk
...in sözünü etmemek Fiil
...den hiç bahsetmemek Fiil