streams -> stream

  1. akarsu, dere, çay, ırmak.
    mountain stream: sel.
    Little streams make great rivers: Dereler birleşir, nehir olur.
  2. akış, akıntı, akım.
    against the stream: akıntıya karşı/ters yönde.
    down the stream: akıntı
    yönünde.
    go/drift with the stream: ayak uydurmak.
    to hold up the stream of traffic: Trafik akışını durdurmak.
    in streams: akın akın.
    People came in streams: Halk akın akın geldi.
    in one continuous stream: sel gibi, ardı arkası kesilmeksizin, akın akın.
  3. (hava vb.) cereyan.
  4. (ışık) demet, huzme.
  5. birbiri ardınca gelen/olan şey,
    mec. sel, yağmur.
    stream of words/abuse: söz/küfür yağmuru.

    stream of cars: otomobil seli.
  6. bilgi ve yeteneklerine göre ayrılmış sınıf/öğrenciler.
  7. ak(ıt)mak.
  8. stream with: sel gibi akıtmak, boşaltmak. Her eyes were streaming with tears: Gözlerinden
    sel gibi yaşlar boşalıyordu.
  9. (ışık) uzanmak, süzülmek, girmek.
    Sunlight streamed in through the window.
  10. sürekli olarak/kesintisiz hareket etmek/ilerlemek.
  11. (bayrak vb.) dalgalan(dır)mak.
  12. (uzun saç vb.) dökülmek, sarkmak.
  13. öğrencileri bilgi ve yeteneklerine göre sınıflara ayırmak.
akıntıya karşı
bit akıntısı
Japonya akıntısı: Filipinlerden kuzeye doğru GD Japon kıyılarını yalayarak Kuzey Pasifiğe yönelen sıcak akıntı.
kan dolaşımı
suyu geçerken at değiştirmek, önemli bir işin ortasında iken hareket plânını değiştirmek.
işletmeye açılmak Fiil
bir akarsuyun yönünü değiştirmek Fiil
bir akarsuyun akış yönünü değiştirme
bir nehrin akıntısı yönünde olan
petrolün arıtılması ve dağıtılması
Körfez Akıntısı, Golfstrim: Meksika körfezinden başlayıp ABD'nin doğu kıyısına giden ve Newfoundland'ın
güneydoğusunda K. Atlantik akıntısı ile birleşen sıcak su akıntısı.
İsim

Gulf Stream system ile ayni anlama gelir. Okyanus akıntıları: bu akıntı ile Florida ve K. Atlantik
akıntılarından oluşan akıntılar.
İsim
çığ deresi
buz deresi
oluk oluk
Japonya akıntısı: Filipinlerden kuzeye doğru GD Japon kıyılarını yalayarak Kuzey Pasifiğe yönelen sıcak akıntı.
(a) jet motorunun hekzosu, (b)
meteor. stratosfer tabanında batıdan doğuya doğru esen kuvvetli rüzgâr.
imal edilmekte, tezgâhta.
çıktı akışı
gelir akışı
gelir akışı (belirli ürünler ya da kâr merkezlerinden gelen nakit akışı
dönen pervanenin arkasındaki hava akışı. İsim
hızla giden otomobilin arkasındaki alçak basınç bölgesi. İsim
akıntının tersine kürek çekmek Fiil
akıntıya kürek çekmek, olaylara karşı koymak.
bir akarsuyun yatağını değiştirmek Fiil
cankurtaran simidini denize atmak Fiil
dere yatağı İsim, Coğrafya
akım gözlem istasyonu İsim, Çevre ve Ekoloji
dere ıslahı
küfür yağmuru
hava akımı
araba seli
bilinç akımı, sürekli bilinçli olaylar dizisi.
kâr payı akışı
göç akımı
mal akışı
tarihin akışı
yolcu akışı
s sel gibi akan halk yığını
sonsuz itirazlar İsim
trafik akışı
ziyaretçi akımı
söz akımı
akarsu kenarındaki toprakta bulunan kalay filizi.
Gulf Stream ile ayni anlama gelir. Okyanus akıntıları: bu akıntı ile Florida ve K. Atlantik akıntılarından
oluşan akıntılar.