Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

(liquid) to be sucked (into one's mouth
sömürülmek Fiil
(one's life) to be in danger
hayatı için endişe etmek Fiil
(one's mind) to be elsewhere
kafası yerinde olmamak Fiil
be liable to be prosecuted by one's debtors's
borçluları tarafından kovuşturulmaya uğramak Fiil
not to be able to get outside one's pudding
kabuğundan dışarı çıkmamak
not to be able to stomach (an affront to one's self respect
onur una yedirememek Fiil
not to be in lob with one's character
birinin karakteriyle bağdaşmamak Fiil
not to be in one's right mind
akılı başında olmamak Fiil
not to be on one's old lay
eski mevkiinde olmamak Fiil
not to be worth one's keep
yediği ekmeği hak etmemek Fiil
not to be worth one's salt
ekmeğini hak etmemek Fiil
to be at one's last gasp
(a) can çekişmek, son nefesini vermek, ölmek üzere olmak, (b) (yorgunluktan vb.) yapmaya takati kalmamak,
iflâhı kesilmek, takati kalmamak.
to be better than one's word
vaadettiğinden fazlasını yapmak, vaadini/sözünü fazlasıyla yerine getirmek.
to be bound up in one's work
kendini tamamıyla işine vermiş
to be caught with one's hand in till
para çalarken/suç üstü yakalanmak.
to be caught with one's pants down
mosmor kesilmek (argo) Fiil
to be curtailed in one's rights
haklarının kısıtlanması
to be derelict in one's duty
görevinıihmal etmek Fiil
to be fit for one's job
işini yapmaya ehil
to be imbued with a sense of one's own importance
kendi önemiyle sarhoş
to be in arrears with one's rent
kiralarını ödemede gecikme
to be left entirely alone (through one's own fault
düdük gibi kalmak Fiil
to be on one's beam-ends
sıfırı tüketmek, (paraca) büyük sıkıntıda olmak.
I'm on my beam-ends : Sıfırı tükettim/büyük sıkıntı içindeyim.
to be short on one's reserves
rezervlerinde açık olmak Fiil
to be unable to control one's laughter
vidaları gevşetmek (argo) Fiil
to be/get on one's high horse
kibirlenmek, böbürlenmek, başkalarına tepeden bakmak, kibirinden yanına yaklaşılamamak, “alçak dağları ben yarattım” demek.
carried to be
(muhasebede) devredilecek
pardoned to be
affedilmek
to pretend to be
numara yapmak (argo) Fiil
to be a burden
ağırlık olma
to be announce d
ilan edilecektir
to be announced
ilan edilecektir
to be authorized to sign
imzalanmaya yetkili olma
to be available to all
herkese açık
to be bound to fail
başarısızlıkla sonuçlanması kesin
to be called for
postrestant
to be car sick
araba tutması
to be considered
tetkik edilecek
to be continued
devamı var
to be deceived
açmaza gelmek (argo) Fiil
to be depressed
(piyasada) durgunluk
to be doomed to failure
başarısızlığa mahkûm olmak.
to be duped
dolma yutmak (argo) Fiil
to be equally to blame
ayıplama
to be fired
sepetlenmek (argo) Fiil
to be geared to
'a ayarlanmış
to be informed
bilgili
to be payable from
(faiz)
to be perfectly candid
tam bir tarafsızlıkla
to be pushed
para
to be relative to demand
talebe nispi olarak
to be reluctant
ağır davranmak Fiil
to be sorry stuff
pısırık
to be strictly accurate
doğrusunu söylemek gerekirse
to be subject to attachment
haczedilebilir
to be subject to delay
(tren) gecikebilir
to be supposed to
gerekmek, lâzım gelmek, olması beklenmek.
I am supposed to be in Ankara tomorrow: Yarın Ankarada
olmam gerekiyor.
The ship is supposed to arrive today: Geminin bugün gelmesi lâzım/bekleniyor.
What am I supposed to do now? Şimdi ne yapmalıyım?
You are not supposed to do that: Onu yapmamalısın.
He is supposed to be rich: Zengin olduğu söyleniyor.
to be up to snuff
açıkgöz
to be/to come up to scratch
istenilen koşulları sağlamak, isteğe uygun olmak.
(card) to be played
oynanmak Fiil
(crop) to be damaged
yanmak Fiil
(eyes) to be dazzled
kamaşmak Fiil
(flag) to be waved
dalgalanmak Fiil
(game) to be allowed to be played
oynatılmak Fiil
(jaws) to be locked
kenetlenmek Fiil
(meal) to be heavy
ağır gelmek Fiil
(money) to be lost
batmak Fiil
(payment) to be overdue
tedahül de kalmak Fiil
(remark) to be irrelevant
acayip kaçmak Fiil
appear to be something
birşeye benzemek Fiil
be about to be promoted
terfi etmek üzere olmak Fiil
be believed to be something
birşey olduğu düşünülmek Fiil
be believed to be something
birşey olduğuna inanılmak Fiil
be believed to be something
birşey olduğu sanılmak Fiil
be confined to bed
yatalak olmak Fiil
be liable to be arrested
karakolluk olmak Fiil
be liable to be prosecuted
kanuni kovuşturmaya tabi tutulabilmek Fiil
be supposed to be something
birşey olması gerekmek Fiil
be supposed to be something
birşey olması beklenmek Fiil
charges to be collected
tahsil edilecek harçlar İsim
costs to be taxed
vergilendirilecek giderler İsim
documents to be destroyed
imha edilecek evrak
freight to be collected
navlunu ödeyiniz (ödeme yeri belirterek)
garrisoned to be at
'da karargâh kurmak Fiil
loggerheads to be at
biriyle kavgalı olmak Fiil
not to be forwarded
lütfen göndermeyiniz
not to be seen
gaip
not to be willing to
gönlü razı olmamak Fiil
property to be declared
beyan edilecek servet
telegram to be called
istenmek üzere postanede bekleyen telgraf
be a great trouble to one's family
ailesine bela olmak Fiil
be a prisoner to one's bed
yatalak olmak Fiil
be a testament to ...
...'in belgesi olmak Fiil
be abhorrent to sth
bir şeye karşı olmak
be able to
muktedir olmak Fiil
be able to read
okumak Fiil
be able to turn one's hand to anything
her şeye eli yatmak Fiil
be admitted to hospital
hastaneye yatırılmak Fiil, Tıp
be admitted to hospital
hastaneye giriş yapmak Fiil, Tıp
be adverse to sth
bir şeye karşı olmak Fiil
be agog to do
bir şeyi yapmaya can atmak Fiil
be alive to one's interest
menfaatlerine sahip çıkmak Fiil
be amenable to law
kanuna tabi olmak Fiil
be an hono u r to one's country
vatanının medar-ı iftiharı (övünç kaynağı) olmak Fiil
be attached to
merbut olmak Fiil
be attentive to one's guests
misafirlerini ağırlamak Fiil
be authorized to sign
imzalamaya yetkili bulunmak Fiil
be brought to punishment for one's crimes
suçlarından yargılanmak Fiil
be certain to go
gitmek mezlik etme
be chained to one's desk
masasından bir türlü kalkamamak Fiil
be confined to one's quarters
oda hapsine girmek Fiil
be constant to one's friends
dostlarına bağlı kalmak Fiil
be contrary to
ihlal etmek Fiil
be dead to reason
mantığa kulak asmamak Fiil
be designed to appeal to ...
...'ye hitap etmek Fiil
be determined to know
bilmeye kararlı olmak Fiil
be devoted to one's children
kendini çocuklarına vakfetmek Fiil
be down to zero
sıfır inmek Fiil
be down to zero
sıfıra inmek Fiil
be eligible to vote
oy verme ehliyeti olabilmek Fiil
be entitled to ...
...'e hakkı olmak Fiil
be entitled to one's opinion
kendi fikir inde serbest olmak Fiil
be entitled to one's opinion
kendi fikrinde serbest olmak Fiil
be everything to sb
biri için her şey olmak Fiil
be faithful to sb
birine bağlı olmak Fiil
be false to one's husband
kocasını aldatmak Fiil
be false to one's spouse
eşini aldatmak Fiil
be false to one's word
sözünde durmamak Fiil
be gathered to one's fathers
ölmek, atalarının arasına karışmak.
be given to speculation
bir şeyi zihninde uzun uzun tartmaya eğilimi olmak Fiil
be identical to
tetabuk etmek Fiil
be impervious to something
birşeye karşı çok dayanıklı olmak Fiil
be judged according to one's deserts
liyakatına göre yargılanmak Fiil
be known to exist
var olduğu bilinmek Fiil
be left to one's own discretion
kendi takdirine bırakılmak Fiil
be left to one's own resources
kendi olanaklarıyla baş başa kalmak Fiil
be liable to do
yapmaya eğilimli olmak Fiil
be liable to imprisonment
hapis cezasına çarptırılabilir olmak Fiil
be liable to seasickness
deniz tutar olmak Fiil
be liable to the extent of one's property
ancak mal varlığından sorumlu tutulmak Fiil
be liable up to one's contribution
katkısı oranında sorumlu olmak Fiil
be lost to sight
gözden kaybolmak Fiil
be loyal to one's party
partisine bağlı olmak Fiil
be made to digress from (one's topic
saptırılmak Fiil
be nailed to
çivilenmek Fiil
be obliged to
mecbur kalmak Fiil
be obliged to sell one's house
evini satmak zorunda kalmak Fiil
be on one's way to work
işe gitmekte olmak Fiil
be one's turn to treat
hesabı ödeme sırası kendine gelmiş olmak Fiil
be open to advice
söz dinlemek Fiil
be open to conviction
inanıp inanmamada serbest olmak Fiil
be open to signature
imzaya açılmış olmak Fiil
be out of proportion to one's income
gelirine uygun olarak yaşamamak Fiil
be out of proportion to one's income
geliriyle orantılı olmamak Fiil
be party to a treaty
antlaşmaya taraf olmak Fiil, Uluslararası Hukuk
be pinned to
takılmak Fiil
be prepared to
bir şey yapmaya hazır olmak Fiil
be punctual to one's dealing
teslim ve ödeme yükümlülüklerine bağlı kalmak Fiil
be punished according to one's deserts
hak ettiği cezayı görmek Fiil
be put to pay one's debts
borçlarını ödemede güçlük çekmek Fiil
be ready to invest
yatırım yapmaya hazır olmak Fiil
be receptive to
açık olmak Fiil
be reduced to exigency
zarurete düşmek Fiil
be reduced to poverty
yoksulluğa düşmek Fiil
be related to
taalluk etmek Fiil
be rewarded according to one's deserts
liyakatına göre ödüllendirilmek Fiil
be safe to win one's seat
parlamentoda yerini alacağından kesinlikle emin olmak Fiil
be scared to death/stiff/out of one's witts
ödü patlamak.
be sent to
gönderilmek Fiil
be sick to death
tahammülü kalmamak Fiil
be steadfast to one's principles
ilkelerine bağlı kalmak Fiil
be subject to confirmation
teyide tabi olmak Fiil
be subject to penalty
cezayı müstelzim olmak Fiil
be subject to rescission
feshe tabi olmak Fiil
be subject to restrictions
kısıtlamalara tabi olmak Fiil
be sworn to secrecy
resmen gizlilik yemini etmiş olmak Fiil
be taught to
öğretilmek Fiil
be tied to one's mother's apron strings
aşırı derecede annesine düşkün olmak Fiil
be to someone's advantage
birinin lehine olmak Fiil
be to someone's advantage
birine yaramak Fiil
be to someone's advantage
birinin işine yaramak Fiil
be to someone's advantage
birinin işine gelmek Fiil
be to the fore
önde durmak Fiil
be true to one's word
sözünün eri olmak Fiil
be unable to control one's anger
hırsını alamamak Fiil
be unable to put something out of one's mind
zihni takılmak Fiil
be unable to support oneself on one's legs
bacakları tutmamak Fiil
be unfaithful to
ihanet etmek Fiil
be up to one's job
işini başaracak nitelikte olmak Fiil
be up to one's job
işinıbaşaracak nitelikte olmak Fiil
be up to one's neck in sth
bir şeyden gına gelmek Fiil
be up to one's tricks
birinin hilesini keşfetmek Fiil
be up to standard
standarda uygun olmak Fiil
be up to the neck in (one's) work
boğazına kadar işe batmış olmak Fiil
be utterly devoted to one's work
işe tamamiyle kendini adamak Fiil
be utterly devoted to one's work
işine tamamıyla kendini adamak Fiil
be very humble to one's superiors
üstlerine pek saygılı davranmak Fiil
be willing to agree to
yanaşmak Fiil
be with one's back to the wall
köşeye sıkıştırılmış durumda olmak Fiil
to act/be one's age
davranışlarını yaşına uydurmak, yaşına göre hareket etmek, makul olmak.
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.