kötüye kullanma(k), suiistimal (etmek).
to abuse someone's good faith: bir kimsenin itimadını
kötüye kullanmak.
the abuse of trust: emniyetin suiistimali.
to abuse administrative authority: yönetim yetkisini kötüye kullanmak.
dövmek, incitmek, zarar vermek, kötü muamele etmek.
to abuse a horse: atı kırbaçlamak.
to abuse one's eyesight: birinin bakışlarını incitmek/rencide etmek.
sövmek, küfür etmek, kötü söz söylemek, şerefini lekelemek, iftira/hakaret etmek, karalamak.
He got drunk and abused his boss.
aldatmak.
You have been abused: Seni aldattılar.
küfür, sövme, hakaret.
to shower abuse on someone: bir kimseyi küfür yağmuruna tutmak.
The officer heaped abuse on his men: Subay erlere sövüp saydı.
kötülük, kötü muamele, kötü davranma, dayak atma, zulmetme.
The child was subjected to cruel abuse:
Çocuğa zalimane kötü muamele edilmişti.
kötüye kullanma
Noun, Law
bir kadına tecavüz etmek
Verb
alkol bağımlısı olmak
Verb
uyuşturucu kullanmak
Verb
uyuşturucu bağımlısı olmak
Verb
yetkinin kötüye kullanılması
medeni hakların kötüye kullanılması
görevin kötüye kullanılması
güvenin kötüye kullanılması
takdir hakkının kötüye kullanılması
haciz hakkına dayanarak el konulan eşyanın haksız olarak kullanılmasıyla haciz hakkının kötüye kullanılması
hakim durumun kötüye kullanılması
hâkim durumun kötüye kullanılması
Noun, Competition Law
dışlayıcı kötüye kullanma
Noun, Competition Law
sömürücü kötüye kullanma
Noun, Competition Law
hâkim durumun başka bir pazarda kötüye kullanılması
Noun, Competition Law
kız çocuğa tecavüzde bulunma
tekelin kötüye kullanılması
gücün kötüye kullanılması
dava hakkının kötüye kullanılması
din istismarı
Noun, Religion-Faith
hakkın kötüye kullanılması
Noun, Law
bir hakkın sırf başkasına zarar vermek amacıyla kullanılması
hakların kötüye kullanılması
bir şeyin kötüye kullanılması
takdir hakkını kötüye kullanmak
Verb
takdir yetkisini kötüye kullanmak
Verb
bir şeyi kötüye kullanmak
Verb
(ırza geçmeye teşebbüs teşkil eden fiil
çocuk istismarı
Noun, Criminal Law
Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi
Noun, International Law
tasfiye veya vasiyeti infaz ve sair amaçlarla tereke ve sair mallar tevdi olunan kimsenin doğrudan doğruya
kendi çıkarına malları satmak
Verb
zimmetine geçirmek veya temellük etmek suretiyle kötüye kullanması
madde kullanımı
Noun, Medicine
uyuşturucu kullanımı
Noun, Medicine
uyuşturucu madde kullanımı
Noun, Medicine
boş vaatlerle aldatılmak istemiyorum
tinercilik
Noun, Medicine
sigorta suiistimali
Noun, Insurance
birini küfür yağmuruna tutmak
Verb
suiistimale açık
Adjective
birine hakaret yağdırmak
Verb
küfür yağmuruna tutmak
Verb
hakların kötüye kullanılması yasağı
Noun, Law
bir suiistimali düzeltmek
Verb
bir suiistimali durdurmak
Verb
bir suiistimali bertaraf etmek
Verb
Zihinsel engellilik, ruh sağlığı ve madde bağımlılığına yönelik yatılı bakım faaliyetleri (NACE kodu: 87.2)
Noun, Trades-Professions
Zihinsel engellilik, ruh sağlığı ve madde bağımlılığına yönelik yatılı bakım faaliyetleri (NACE kodu: 87.20)
Noun, Trades-Professions
cinsel istismar
Noun, Psychology
birini tacize maruz bırakmak
Verb
madde kullanımı
Noun, Medicine
uyuşturucu kullanımı
Noun, Medicine
uyuşturucu madde kullanımı
Noun, Medicine