[binding]

(tailor) binding

tiriz

a binding duty

boyun borcu

accept a finding as binding

hakem kararını bağlayıcı kabul etmek Verb

adhesive binding

yapıştırma cilt

be of binding authority

bağlayıcı yetkiye sahip olmak Verb

be of no binding force

bağlayıcı gücü olmamak Verb

binding

bağlama, raptetme.

binding

bağlayıcı/yapıştırıcı/tutucu madde, tespit maddesi.

binding

cilt, kitap cildi, ciltleme.

binding

(masa örtüsü, halı vb.) kenar süsü, kenarlık.

binding

geçerli, cari, muteber, vacip, zorlayıcı, mecbur eden, tutulması/riayet edilmesi gerekli.
A promise

binding agreement

bağlayan sözleşme

binding agreement

bağlayıcı sözleşme

binding agreement

muteber olan ve tarafları bağlayan anlaşma

binding all parties

bütün tarafları bağlayıcı

Binding and related services (NACE code: C18.1.4)

Ciltçilik ve ilgili hizmetler (NACE kodu: 18.14) Noun, Trades-Professions

binding arrangement

bağlayıcı anlaşma

binding assignment

bağlayıcı devir ve temlik

binding at law

kanunen mecburi

binding authority

ilzam yetkisi

binding authority

sigortacı namına riziko kabul etmesi için sigortacının acentesine verdiği yetki

binding clause

bağlayıcı madde

binding clause

bağlayıcı hüküm (bir reasürans tretesinde tarafları ve bunların sorumluluklarının kapsamını belirleyen kloz

binding commitment

bağlayıcı taahhüt

binding contract

bağlayıcı akit

binding cover

cilt

binding decision

bağlayıcı karar Noun, Law

binding declaration

bağlayıcı beyan

binding duty

farz

binding effect

bağlayıcı etki

binding effect

bağlayıcı

binding energy

bağlanım erkesi: bir dizgeyi oluşturan parçacıklardan birini dizgeden kurtarmak ya da dizgeyi kurucu

binding force

bağlayıcı güç

binding force

bağlayıcı kuvvet

binding introduction

geçerli talimat

binding joist

bağlantı kirişi

binding joist

bağlama

binding joist balk

bağlama kirişi

binding law

bağlayıcı kanun

binding margins

cilt payı boşluğu Information Technology

binding means

bağlama vasıtası Noun

binding offer

bağlayıcı teklif

binding on all parties

herkes için mecburi

binding on all parties

bütün tarafları bağlayıcı

binding order

bağlayıcı karar

binding order

bağlayıcı sipariş

binding post

bağlantı direği

binding post

akü akümülatör kutbu

binding power of the Constitution

Anayasanın bağlayıcılığı Noun, Law

binding precedent

bağlayıcı emsal kararı

binding promise

bağlayıcı vaat

binding rafter

bağlama merteği

binding receipt

(sigorta) teminat

binding rule

bağlayıcı kural

binding slip

(sigorta kanunu) geçici teminat

binding tape

izole band

binding terms of a contract

bir kontratın bağlayıcı şartları Noun

binding treaty

bağlayıcı antlaşma

book binding

ciltçilik

calf binding

vidala deri cilt

case binding

sağlam cilt

choice binding

lüks cilt

cloth binding

bez cilt kaplama

commonly binding award

bütün tarafları bağlayıcı hakem kararı

constitute an indenture a valid binding and legal agreement

bir sözleşme kâğıdını geçerli

constitute an indenture a valid binding and legal agreement

bağlayıcı ve kanuni sözleşme durumuna getirmek Verb

constrict by binding

boğmak Verb

enter into a binding agreement

bağlayıcı bir sözleşme akdetmek Verb

flexible binding

esnek cilt

full binding

tam bağlayıcı

full- leather binding

baştan başa deri cilt

generally binding

herkesi bağlayıcı

generally binding

herkes için zorunlu

half binding

yarı deri ciltli

have a binding force

bağlayıcı olmak Verb

have a binding force

bağlayıcı gücü olmak Verb

imitation leather binding

taklit deriden cilt

leather binding

deri kaplı

leather binding

(US) deri kaplı

legally binding

kanunen bağlayıcı

library binding

maroken/sağlam cilt.

make a binding assignment

bağlayıcı devir ve temlikte bulunmak Verb

make a contract binding

sözleşmeyi bağlayıcı kılmak Verb

make binding

bağlayıcı yapmak Verb

mutually binding

karşılıklı olarak bağlayıcı

not binding offer

bağlayıcı olmayan teklif

not binding offer

bağlayıcı teklif değil

original binding

orijinal cilt

parchment binding

parşömen cilt

pasteboard binding

mukavva cilt

plastic binding

plastik cilt

quarter binding

yarı vidala meşin cilt

stout band or binding

kolan

the principle that the treaties are binding

ahde vefa

this regulation shall be binding in its entirety and directly applicable in

bu tüzük üye devletlerde bütünüyle bağlayıcıdır ve doğrudan uygulanır.

this Regulation shall be binding in its entirety and directly applicable in

bu Tüzük Üye Devletlerde bütünüyle bağlayıcıdır ve doğrudan uygulanır

unilaterally binding

tek taraflı bağlayıcı