[kindness]

be obliged to someone for a kindness

minnet altında kalmak Verb

be the perfection of kindness

aşırı iyi olmak Verb

be treated with kindness or generosity by

iyilik görmek Verb

cast oneself upon someone's kindness

birinin merhametine sığınmak Verb

do someone a kindness

iyilik etmek Verb

do someone a kindness

iyilik yapmak Verb

encroach upon one's kindness

birinin iyiliğini kötüye kullanmak Verb

impose upon sb's kindness

birinin iyiliğini kötüye kullanmak Verb

imposition on sb's kindness

birinin iyiliğinden yararlanma

kill someone with kindness

(birisini) iyiliğe boğmak, lûtfa garketmek, aşırı nezaket/lûtufkârlık göstermek, çok minnettar bırakmak,

kill with kindness

fazla üstüne düşerek zarar vermek Verb

kindness

iyilik, şefkat, merhamet, iyi kalplilik, iyi huy(luluk). Noun

kindness

iyi (kalpli)/şefkatli davranış. Noun

kindness

nezaket, samimiyet. Noun

kindness

kerem Noun

kindness

teveccüh Noun

kindness and compassion

şefkat

milk of human kindness

insanın doğal şefkati

not to be insensible of sb's kindness

birinin iyiliğine karşı duygusuz olmamak Verb

not to forget a kindness done one

iyilik bilmek

overflowing kindness

aşırı iyilik

presume sb's kindness

(yüz bulunca) birinin tepesine çıkmak Verb

repay a kindness

bir iyiliğe karşılık iyilik yapmak Verb

show kindness

şefkat göstermek Verb

the milk of human kindness

(doğal) şefkat, merhamet, hayırhahlık, iyilikseverlik.

who does not forget a kindness done him

iyilikbilir

with kindness

tatlılıkla