[mile]

Kaybın/başarısızlığın küçüğü de bir, büyüğü de. (Örneğin treni bir dakika farkla kaçırmakla bir saat farkla kaçırmak aynı şeydir). Adjective
(Br) İngiliz deniz mili (1862 metre
ingiliz deniz mili
mile (3).
üç mil sınırı
yük kilometresi
mile (2).
deniz mili, 1853 metrelik (= 6080 ayak) uzunluk ölçü birimi.
beklenenden fazlasını vermek Verb
beklenenden fazlasını yapmak Verb
beklentileri aşmak Verb
mile ile ayni anlama gelir. milletlerarası deniz/hava mili, 1852 metrelik (6076.1155 ayak) uzunluk ölçüsü.
mile ile ayni anlama gelir. milletlerarası deniz/hava mili, 1852 metrelik (6076.1155 ayak) uzunluk ölçüsü.
idama giden yol, idam mahkûmunun hücresinde darağacına kadar olan yol. Noun
uluslararası deniz mili

statute mile ile ayni anlama gelir. mil, 1609.35 metre (= 5280 ayak = 1760 yarda)lık uzunluk ölçü birimi. Noun

international nautical mile = international air mile ile ayni anlama gelir. milletlerarası deniz/hava
mili, 1852 metrelik (6076.1155 ayak) uzunluk ölçüsü.
Noun
uzunluk/uzaklık ölçülerinden herhangi biri. Noun
uzaklık, boşluk, mesafe. Noun
kilometre taşı
kilometre taşı
deniz mili
deniz mili, 1853 metrelik (= 6080 ayak) uzunluk ölçü birimi.
deniz mili, 1852 m.
yolcu başına bir mil hesabı ile yapılan mesafe ölçüsü
mil başına ödenen ücret
deniz mili
mil kare = 2.5898 km2.
mile ile ayni anlama gelir. mil, 1609.35 metre (= 5280 ayak = 1760 yarda)lık uzunluk ölçü birimi.
yolu sona ermek Verb
to throttle down a car to thirty miles an hour Verb
pivotal