korumak, esirgemek, muhafaza/himaye/vikaye etmek, savunmak, müdafaa etmek.
The troops were there to protect the townspeople. Use an umbrella to protect yourself from the rain.
Transitive Verb
ithalâta ağır vergi koyarak yerli sanayii korumak.
Transitive Verb, Economics
(bir senedi/bonoyu ödemek için) para/ödenek ayırmak.
Transitive Verb, Commerce
...'i enflasyona karşı korumak
Verb, Economics
poliçeye vadesinde hüsnü-kabul göstermek
Verb
poliçeye vadesinde hüsnü kabul göstermek
Verb
kiracıyı tahliye edilmeye karşı korumak
Verb
güvence/teminat altına almak, sigorta et(tir)mek.
barriers yerli ürünleri ticaret engelleri ile yabancı rekabetten korumak
Verb
bir riske karşı kendini korumak
Verb
bir riske karşı korumak
Verb
kendini tehlikeden korumak
Verb
kendini soğuktan korumak
Verb
kamu sağlığını korumak
Verb
birinin çıkarlarını korumak
Verb
bir şeyi havaya karşı korumak
Verb
(Br) kiracıyı korumak
Verb
yeni bir buluşu korumak için patent almak
Verb
yazmaya karşı koruma çentiği
Information Technology
yazmaya karşı koruma anahtarı
Information Technology