çocuğun

çocuğu tehlikeye sokma

child endangerment Noun, Criminal Law

çocuğun at diye bindiği değnek

hobby horse

çocuğun disiplinsiz ve eğitimsiz yetişmesine göz yummak

to drag up Verb

çocuğun doğal ve yasal velileri (kural olarak ana ve baba

natural guardian

çocuğun gelişmesinin durması

arrest of development

çocuğun hakları

rights of the child Noun, Rights-Freedoms

çocuğun iadesi

return of child Noun, International Law

çocuğun kendinden olduğunun tanınması

acknowledgement of a child

çocuğun nesebi

filiation

çocuğun nesebini gizleme

concealment of birth

çocuğun tehlikeye maruz bırakılması

child endangerment Noun, Criminal Law

çocuğun yararı

best interest of the child Noun

çocuğun yüksek yararı

best interest of the child Noun, Law

(özellikle) doğan çocuğun nesebinin sahih olması

legitimacy

ana babanın çocuğun vesayeti üzerinde çekişmesi

tug of love

bir çocuğun bakımını üstlenmiş olmak

to have charge of a child Verb

bir çocuğun başka bir çocukla değiştirilmesi

substitution of a child

bir çocuğun bilgi açlığını gidermek

to gratify a child's thirst for knowledge Verb

bir çocuğun dersini dinlemek

to hear a child his lesson Verb

bir çocuğun evlat edinilmesi

adoption of a child

bir çocuğun gelişme yılları

formative years of a child Noun

bir çocuğun karakterine biçim vermek

to form a child's character Verb

bir çocuğun terki

exposition of a child

bir çocuğun terki

exposure of a child

bir çocuğun vesayetini üzerine almak

to obtain custody of a child Verb

diğer bir çocuğun yerine konan çocuk

suppositious

evlilik dışı doğan çocuğun babasının tayini davası

affiliation case Noun

evlilik dışı doğmuş bir çocuğun babalığını saptamak

to filiate Verb

gayri meşru bir çocuğun tabii babası

natural father Noun

gayri meşru çocuğun babası olarak bilinen kimse

putative father

hâkim çocuğun okula gitmesine karar verdi

the judge ruled that the child should go to school

hasta bir çocuğun başında beklemek

to keep vigil over a sick child Verb

ilk çocuğun miras hakkı

primogeniture Noun, Law

reşit olmayan bir çocuğun ana babasının otoritesinden kurtulması

emancipation from the authority of one's parents

vasisi olduğu çocuğun parasını kendi hesabına geçirmek

to embezzle the funds of a ward Verb

vesayet altındaki bir çocuğun parasını yemek

to embezzle the funds of a ward Verb

yeni doğan çocuğun hiçbir iz taşımayan beyni

tabula rasa