ölü

Turkish-English Translation

  1. dead
  2. Noun casualty
  3. remains
  4. corpse
  5. breathless
  6. deceased
  7. lifeless
  8. defunct
  9. featureless
  10. departed
  11. parted
  12. mortified
  13. spiritless
  14. inanimate
  15. dead person
  16. weak
  17. mummiform
  18. feeble
  19. still
  20. (person or thing) dead
  21. deathly looking
  22. the dead man
  23. the deceased
  24. the defunct
  25. body of a person
  26. ad patres
  27. ashes
  28. dead as a doornail
  29. exanimate
  30. as dead as a mutton
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

hayvan ölüsü
body of a dead animal
büyü ile hareket edebilen ölü
zombie
kanunen ölü
legally dead
piyasa hemen hemen ölü
nothing doing
ölü ...
cadaveric
ölü ...
deathly
ölü açı
unseen ground
ölü açı
dead angle
ölü ağırlık
dead load
ölü arşiv
dead file
ölü aşı
dead vaccine Noun, Pharmacology
ölü atım alanı
dead area
ölü ayini
funeral service
ölü bekleme
deathwatch
ölü birinin adına banka mevduat hesabı
deceased account
ölü deniz
swell
Ölü Deniz
dead sea
ölü dil
dead language
ölü doğan çocuk
deadborn child
ölü doğan çocuk
still-born child
ölü doğma
stillbirth
ölü doğmuş
stillborn
ölü doğmuş
dead born
ölü doğmuş
deadborn
ölü doğmuş
still born
ölü doğmuş çocuk
stillborn child
ölü doğmuş çocuk
still born
ölü evinin sorumluluğunu geçici olarak üstlenen kişi
necroponent
ölü falcılığı
necromancer
ölü fiyat
dead bargain
ölü gibi
ghastly Adjective
ölü gibi
dead
ölü gibi
lifeless
ölü gibi benzi solmak
to take on the hue of death Verb
ölü gibi görünmek
to look like death warmed up Verb
ölü gibi kımıldamadan yatmak
to doggo Verb
ölü gömen
mortician
ölü gömme
interment
ölü gömme
burial
ölü gömme esnasında yapılan konuşma
committal service
ölü gömülen yer
necropolis
ölü gömülen yer
burial spot
ölü hacim
clearance space
ölü hakkında yazı yazan kişi
necrologist
ölü hayvan
dead animal
ölü için yapılan ayin
offices for the dead
ölü ışık (gemi lombozu kapağı
dead light
ölü kaldırıcı
undertaker
ölü kaldırıcı
funeral director
ölü kaldırıcı odası
funeral parlor Noun
ölü kandili
watch candle
ölü kira
dead rent
ölü küllerinin saklandığı kap
funerary urn
ölü listesi
casualty list
ölü listesi
death roll
ölü maskesi
death mask
ölü mevsim
dead season
ölü mevsim
the off season
ölü mevsim
the slack season
ölü mevsim
silly season
ölü mevsim (her ticaretin kendine özel durgun olduğu süre
dead season
ölü navlun
dead freight
ölü nokta
dead center
ölü nokta
break even point
ölü nokta
dead point
ölü numarası
counterfeit death
ölü numarası yapmak
to feign death Verb
ölü para
dead money
ölü piyasa
dead market
ölü sayısı
dead toll
ölü sayısı
mortality Noun
ölü sayısı
death toll
ölü şehir
dead city
ölü sermaye
unapplied capital
ölü sermaye
barren money
ölü sermaye
dead capital
ölü sermaye
unapplied funds
ölü sermaye
unproductive capital
ölü sermaye
dormant money
ölü sermaye
dormant capital
ölü sermaye (verimli olmayan
dead capital
ölü sessizliği
dead silence
ölü sezon
dead season
ölü şirket
defunct company
ölü stok
dead stock
ölü taklidi yapmak
to possum to play Verb
ölü teminat
dead security
ölü vakit
dead time
ölü ve yaralı
the dead and the injured
ölü ya da ölmekte olan kişi
goner
ölü yakılan fırın
crematorium crematory
ölü yakılan odun yığını
pile
ölü yakılan odun yığını
funeral pile
ölü yakma belgesi
cremation certificate
ölü yapağı
dead wool
ölü yük
dead load
ölü zaman
dull time
ölü zaman
idle time
(bir gösteriye katılanlar) yerde ölü gibi yatmak
to die- in Verb
(giyim sanayii) ölü mevsim
pinnackle season
(Hıristiyanlıkta) ölü ayini
requiem
birini kanunen ölü ilan etmek
to declare someone legally death Verb
birini kanunen ölü ilan etmek
to declare someone legally dead Verb
birini ölü ilan etmek
to declare someone dead Verb
birini ölü ilan etmek ölü kira
to declare someone dead dead rent
cesetlerin veya ölü kemiklerinin konduğu mahzen
charnel house
ekonomik bakımdan işlerin ölü olduğu dönem
economic slack period
ekonomik bakımından işlerin ölü olduğu dönem
economically slack period
işin ölü olduğu saatler
dead hours Noun
işletilmeyen ölü para
inactive money
kanunen ölü olduğunun ilanı
declaration of death
tırnakların etrafını çevreleyen ölü deri
cuticle
toplam ölü sayısı
total casualties
yaradan ölü dokuyu çıkarma
debridement Noun, Medicine
Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı
Pirates of the Caribbean: Dead Man's Chest Noun, Cinema
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Hayâtı sona ... artık yaşamayan
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.