ölüm

Turkish-English Translation

  1. death
  2. rest
  3. departure
  4. fate
  5. ending
  6. passing
  7. dissolution
  8. demise
  9. doom
  10. capital
  11. Noun fatality
  12. nothingness
  13. deadness
  14. decease
  15. dying
  16. curtains
  17. last sleep
  18. passing away
  19. terminus vitae
  20. way of death
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(savaşta) bir milyon kişinin ölümü
megadeath
bir kişinin uzmanlarca saptanan ölümü
clinical death
dil ölümü
language death
ölümcül yaralanma
fatal injury Noun, Medicine
ölüme bağlı tasarruf
disposition mortis causa Noun, Civil Law
ölümle sonuçlanan yaralanma
fatal injury Noun, Medicine
taksirle ölüme sebebiyet verme
criminally negligent homicide Noun, Criminal Law
vaka-ölüm oranı
case-fatality rate (CFR) Noun, Medicine
ani ölüm
instantaneous death
ani ölüm
sudden death
aynı anda ölüm
simultaneous death
beklenen ölüm
(ins) expected death
beklenen ölüm
expected death Insurance
cebri ölüm
violent death
doğal ölüm
natural death
eceliyle ölüm
natural death
fiilen vuku bulan ölüm
actual death Insurance
kanserden ölüm
cancer death Noun, Medicine
kaza ile ölüm
death by accident
kaza ile ölüm
accidental death
klinik ölüm
clinical death
medeni ölüm
civil death
şiddet sonucu ölüm
violent death
sivil ölüm
civil death Noun
tabii ölüm
natural death
toplu ölüm
holocaust
zahiri ölüm
apparent death
zamansız ölüm
untimely death
ölüm ...
deathly
ölüm ...
mortal
ölüm anında
at the point of death
ölüm anında
at the time of death
ölüm anında olmak
to be at the point of death Verb
ölüm belgesi
certificate of death
ölüm çanı
passing bell
ölüm çanı
death bell
ölüm cezası
death penalty
ölüm cezası
extreme penalty of law
ölüm cezası
punishment of death
ölüm cezası
dead penalty
ölüm cezası
(US) death penalty
ölüm cezası
supreme penalty
ölüm cezası
capital sentence
ölüm cezası
extreme penalty of the law
ölüm cezası
capital punishment
ölüm cezası
death sentence
ölüm cezası
ultimate penalty
ölüm cezası
death penalty Noun, Law
ölüm cezası gerektiren
capital Adjective, Law
ölüm cezasının infazı
execution Noun, Law
ölüm darbesi
deathblow Noun
ölüm diyeti
crash diet Food-Kitchen
ölüm döşeği
deathbed
ölüm döşeğinde
(Lat.) in extremis
ölüm döşeğinde son söz
dying declaration
ölüm döşeğinde vasiyet
deathbed bequest
ölüm döşeğinde verilen ifade
death bed declaration
ölüm dürtüsü
death drive Noun, Psychoanalysis
ölüm durumunda
moribund
ölüm günü
day of death
ölüm haberi
announcement of death
ölüm hali hayat sigortası
whole life insurance Noun
ölüm halinde
in the event of death
ölüm halinde
in case of death
ölüm halinde devir
transfer on death
ölüm halinde ödeme
payment due on death
ölüm halinde sigorta
straight life insurance
ölüm halinde sigorta poliçesi
whole- life policy
ölüm hızı
death rate Noun, Environment-Ecology
ölüm hücresi
death cell
ölüm hükmü
death sentence
ölüm hükmü giymiş olmak
to lie under a sentence of death Verb
ölüm hükmü vermek
to impose the death sentence Verb
ölüm ilanı
death announcement
ölüm ilanı
announcement of death
ölüm ilanı
obituary notice
ölüm ilanı
death notice
ölüm ilmühaberi
proof of death
ölüm ilmühaberi
death certificate
ölüm ilmühaberi
certificate of death
ölüm istatistiği
mortality statistics
ölüm izni
funeral leave Noun, Law
ölüm izni
bereavement leave Noun, Law
ölüm kâğıdı
death certificate
ölüm kâğıdı
coroner's death certificate
ölüm kalım
do or die
ölüm kalım meselesi
a matter of life and death
ölüm kalım meselesi
life and death matter
ölüm kalım meselesi olmak
to be a matter of life and death Verb
ölüm kalım sorunu olmak
to be a matter of life and death Verb
ölüm kararı
sentence of death
ölüm kararını bildirmek
to pronounce a sentence of death Verb
ölüm karinesi
presumptive death
ölüm karinesi
presumption of death
ölüm katsayısı
mortality quotient
ölüm kontrolu
mortality control
ölüm kontrolü
mortality control
ölüm korkusu
blue funk
ölüm korkusu
mortal fear
ölüm korkusu
fear of death Noun
ölüm korkusu
moral fear
ölüm mangası
homicide squad Noun
ölüm marşı
funeral march
ölüm marşı
dead march
ölüm nedeni
causa mortis
ölüm nedeni
cause of death
ölüm nedeninin bilinmediği kararı
open verdict
ölüm odası
death chamber Noun
ölüm odası
lethal chamber Noun
ölüm oranı
death rate
ölüm oranı
rate of mortality
ölüm oranı
mortality rate
ölüm oranı
fatality rate
ölüm oranı
mortality Noun, Medicine
ölüm oranı
death rate Noun
ölüm oranı cetveli
select table
ölüm oranı cetvelleri
experience tables Noun
ölüm oranı şeması
survivor life curve
ölüm oranında düşüş
decline in mortality
ölüm oranının düşmesi
mortality reduction
ölüm orucu
death fast Noun, Rights-Freedoms
ölüm orucu
death fast Noun, Politics-Intl. Relations
ölüm riski
risk of death
ölüm riski
risk of death Noun
ölüm saat inde
in the hour of death
ölüm saati
moral hour
ölüm saati
mortal hour
ölüm saati
fatal hour
ölüm saati
hour of death
ölüm saatinde
in the hour of death
ölüm saçan
murderous Adjective
ölüm sancıları
death pangs Noun
ölüm sandığı
burial fend
ölüm sebebini açıklamak
to state the cause of death Verb
ölüm sessizliği
deathly silence
ölüm sessizliği
deathly stillness
ölüm sigortası
burial insurance Noun
ölüm silahı
deadly weapon
ölüm sonrası
postmortem
ölüm sonrası
posthumous Adjective
ölüm tarihi
date of death
ölüm tehdidi
death threat Noun
ölüm tehlikesi
mortality risk
ölüm tehlikesi
danger of life
ölüm tehlikesi
danger to life
ölüm tehlikesi
risk of death Noun
ölüm tescili
death registration
ölüm tuzağı
deathtrap
ölüm tuzağı
death trap
ölüm üzerine başkasına geçmek
to pass a death Verb
ölüm üzerine nakil
transmission on death
ölüm ve evlilik kütüğü
register of births , deaths and marriages
ölüm vuku unda
in the event of death
ölüm vukuunda
in the event of death
ölüm vukuunda tazminat talebi
death claim
ölüm yardımı
funeral benefit
ölüm yardımı
death benefit
ölüm yardımı
funeral grant
ölüm yardımı
payment due on death
ölüm yardımı
death grant
ölüm yatağında yapılan itiraf
dying declaration
ölüm yeri
death place
ölüm yıldönümü
deathday
ölüm yolculuğu
death journey Noun
ana ölüm oranı
maternal mortality
birine ölüm cezası vermek
to pass sentence of death to sb Verb
birinin ölüm fermanını vermek
to ring the knell of sb Verb
cezası ölüm olan suç
capital offence
cezası ölüm olan suç
capital crime
doğum ve ölüm istatistikleri
vital statistics Noun
düşük ölüm oranı
low mortality
evlenme ve ölüm (ilanlar
births marriages and deaths Noun
kaba ölüm oranı
crude death rate
normal ölüm halinde sigorta
old- line life insurance
s ölüm tacirleri
merchant of death Noun
US ölüm nedeniyle intikal
devolution upon death (of inheritance ,)
vb ölüm simgesi
memento mori
yaşam ölüm sorunu
matter of life and death
yüksek ölüm oranı
high mortality rate
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir canlıda hayâtî fonksiyonların tam ve ... durumu, mevt, irtihal, vefat
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.