özel

Turkish-English Translation

  1. own
  2. different
  3. particular
  4. single
  5. personal
  6. private
  7. express
  8. inner
  9. separate
  10. custom
  11. exceptional
  12. peculiar
  13. intimate
  14. interior
  15. proprietary
  16. closet
  17. concessionary
  18. especial
  19. specific
  20. privy
  21. ad hominem
  22. distinctive
  23. special
  24. very
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Başka yerde sınıflandırılmamış diğer özel amaçlı makinelerin imalatı (NACE kodu: 28.99)
Manufacture of other special-purpose machinery n.e.c. (NACE code: C28.9.9) Noun, Trades-Professions
Başka yerde sınıflandırılmamış diğer özel inşaat faaliyetleri (NACE kodu: 43.99)
Other specialised construction activities n.e.c. (NACE code: F43.9.9) Noun, Trades-Professions
devletler genel hukuku
public international law Noun, Law
Diğer özel amaçlı makinelerin imalatı (NACE kodu: 28.9)
Manufacture of other special-purpose machinery (NACE code: C28.9) Noun, Trades-Professions
Diğer özel inşaat faaliyetleri (NACE kodu: 43.9)
Other specialised construction activities (NACE code: F43.9) Noun, Trades-Professions
genel vekaletname
general power of attorney Noun, Law
İklimsel Özel Vasıtalar ve Tıbbi Tedavi Konularında Karşılıklı Yardıma Dair Avrupa Sözleşmesi
European Agreement on Mutual Assistance in the Matter of Special Medical Treatments and Climatic Facilities Noun, International Law
Jandarma Özel Harekat (JÖH)
Gendarmerie Special Operations Proper Name, Organizations
özel belgede sahtecilik
forgery on private documents Noun, Criminal Law
özel eşyalar
personal belongings Noun
Özel günlerde dışarıya yemek hizmeti sunan işletmelerin faaliyetleri (NACE kodu: 56.21)
Event catering activities (NACE code: I56.2.1) Noun, Trades-Professions
Özel güvenlik faaliyetleri (NACE kodu: 80.1)
Private security activities (NACE code: N80.1) Noun, Trades-Professions
Özel güvenlik faaliyetleri (NACE kodu: 80.10)
Private security activities (NACE code: N80.1.0) Noun, Trades-Professions
özel harekatçı
special operations officer Noun, Military
özel hayata saygı gösterilmesi hakkı
right to respect to privacy Noun, Rights-Freedoms
özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı
right to respect for private and family life Noun, Rights-Freedoms
özel hayatın gizliliği
right to privacy Noun, Rights-Freedoms
özel hukuk tüzel kişisi
private-law legal entity Noun, Law
Özel inşaat faaliyetleri (NACE kodu: 43)
Specialised construction activities (NACE code: F43) Noun, Trades-Professions
özel kasıt
specific intent Noun, Criminal Law
özel nedenler
personal crisis Noun
özel nedenler
personal emergency Noun
özel öğretim kurumları
private educational institutions Noun, Education-Training
özel soruşturma teknikleri
special investigative techniques Noun, Criminal Law
özel tüketim vergisi (ÖTV)
special consumption tax Noun, Taxation-Customs
özel vekaletname
special power of attorney Noun, Law
özel yetkili ağır ceza mahkemesi
special assize court Noun, Law
Polis Özel Harekat (PÖH)
Police Special Operations Proper Name, Organizations
uluslararası özel hukuk
private international law Noun, Law
hastaya özel
invalid
ırka özel
racial
kişiye özel
for private use only
kişiye özel
particular
özel adres
inside address
özel adres
private address
özel akreditif
special letter of credit
özel alacaklı
private creditor
özel ambalaj
special wrapping
özel anahtar
passkey
özel anlaşma
special covenant
özel anlaşma
separate treaty
özel anlaşma
special composition
özel antlaşma
private treaty
özel araba
private motor car
özel araba
private car
özel avarya
ordinary average
özel bakım
special care
özel banyo
(hotel) private bathroom
özel baskı
off print
özel belge
private document
özel beyyine
evidence of private documents
özel borç
special debt
özel borçlar
private debts Noun
özel büro
(police) special branch
özel ciro
special endorsement
özel çöp
special refuse
özel danışman
special consultant
özel denetim
special audit
özel ders
tutoring
özel dikkat
special notice
özel dosyalar
private files Noun
özel durum
special case
özel durum
individual case
özel elçi
special emissary
özel ellerde
in private hands
özel eşya
plunder
özel eşyalar
special lines Noun
özel fabrika
private industry
özel fırsat
special occasion
özel fiyat
private fas
özel fiyat
exceptional tariff
özel fon
special fund
özel fon
restricted fund
özel fon
political fund
özel garaj
lockup
özel garanti
special guaranty
özel gelir
private income
özel giderler
special costs Noun
özel giriş
private entrance
özel görüşme
private audience
özel gösteri
special show
özel güç
special power
özel hakem
special referee
özel hâkim
special referee
özel hastane
pay hospital
özel havuz
private pond
özel hayatında
in private life
özel hesap
special account
özel hesap
private account
özel heyet
mission
özel hükümler
special provisions Noun
özel icra
special execution
özel ihtiyaç
private want
özel ikametgâh
residential flat
özel ikramiye
special bonus
özel ilgi
concernment
özel ilişki
private affair
özel indirim
special deduction
özel iş
private matter
özel isim
proper noun
özel iskele
private wharf
özel iskonto
market discount
özel izin
special authorization
özel izin
special permit
özel izinle
by special permission
özel kanun
special act
özel kapitalizm
private capitalism
özel kitaplık
private library
özel klinik
privately owned clinic
özel komisyon
special committee
özel komite
special committee
özel konuşma
private conversation
özel konuşma
private talk
özel köprü
private bridge
özel koşullar
special condition
özel mahkeme
special court
özel marka
crest
özel masraflar
private expenses Noun
özel memuriyet
mission
özel menfaatler
private interests Noun
özel merdiven
private staircase
özel mevduat
specific deposit
özel mevduat
special legislation
özel mevzuat
special legislation
özel mülkiyet
private ownership
özel müşteri
personal borrower
özel nedenler
private reasons Noun
özel öğretmen
tutor
özel öğretmenlik
tutorage
özel okul
nonprovided school
özel olarak
especially Adverb
özel olarak
specifically Adverb
özel olarak
privately Adverb
özel olarak
particularly Adverb
özel olarak
intimately Adverb
özel otomobil
private car
özel oturum
special session
özel oturum
private session
özel parti
private party
özel polis
private police
özel rapor
special report
özel riskler
extraneous peril Noun, Insurance
özel ruhsat
special licence
özel şahıs
private person
özel şartlar
special terms Noun
özel sayı
special edition Noun, Media-Publishing
özel servet
private means
özel sığınak
domestic shelter
özel şirket
private company
özel şirket
private corporation
özel şirket
sole proprietorship
özel sorgulama
private interview
özel statü
special statute
özel tarife
special rate Insurance
özel tarife
specific tariff
özel tarife
special tariff
özel taşıyıcı
private carrier
özel teçhizat
special equipment
özel temettü
special dividend
özel temsilci
special representative
özel temsilci
special deputy
özel toplantı
special meeting
özel uçak
private airplane
özel üniforma
livery
özel üniformalı
liveried
özel ürün
specialty Noun
özel vaka
individual case
özel vaka
particular case
özel vakıf
private trust
özel vasi
special guardian
özel vasiyet
special legacy
özel yaşam
inner life
özel yaşam
private life
özel yetki
special authorization
özel zahmet
special trouble
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yalnız bir kişiye, bir şeye has ... ona mahsus bulunan, husûsî
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.