anonim şirket haline getirmek/gelmek.
kurumlaştırmak, kurum/cemiyet/şirket kurmak.
birleş(tir)mek, birleş(tir)erek bir bütün oluşturmak, tevhit etmek.
I incorporated the new plans with the old.
dahil etmek, içine sokmak.
Your suggestions will be incorporated into the plan.
bütünleştirmek, bir bütün oluşturmak, bir cisim teşkil etmek.
kapsamak, şamil olmak, içine almak, içermek.
His philosophy incorporates some of Nietzche's ideas.
eklemek, ilâve etmek, katmak, almak.
He incorporated Nietzche's ideas into his philosophy.
vücut vermek, teşahhus/tecessüm ettirmek.
anonim (şirket), kurum/ortaklık/şirket haline gelmiş, kurumlaşmış.
birleşmiş, bütünleşmiş, birleşerek bir bütün/vücut teşkil etmiş.
cisimsiz, gayrı mücessem, gayrı müşahhas, cismanî/maddî olmayan.
kulübü tescil ettirmek
Verb
bir devleti bir başkasına katmak
Verb
bir devleti bir başkasıyla birleştirmek
Verb
bir komünü bir başka komünle birleştirmek
Verb
bütün son buluşları dikkate almak
Verb
bir arazinin parsellerini bir arada toplamak
Verb
bir kitap halinde toplamak
Verb
bir bankayı bir başka banka ile birleştirmek (füzyon
işini bir sermaye şirketine dönüştürmek
Verb
birşeyi birşeyle birleştirmek
Verb
birşeyi birşeye dâhil etmek
Verb
bir plana yeni teklifler getirmek
Verb
teklifleri bir plan içine katmak
Verb
başkalarıyla birleşmek (füzyon