...'in sağ kolu Noun
a's
A'nın devamlı müşterisi olmak Verb
çözüm yolu bulamayan
iyice şaşkın
Fen Fakültesi veya Teknoloji bölümü mezunu.
Bachelor of Scinece.
Bachelor of Surgery.
British Standard.
bullshit
bankerin olan
bankere ait
banka istihbaratı
ne yapacağını bilememek Verb
sabrı taşmak Verb
ne yapacağını şaşırmak Verb
birinin tek desteği olmak Verb
kalbini kırmak, gücendirmek, incitmek, rencide etmek.
He broke my heart: Kalbimi kırdı.
I broke
my heart over his unwarranted remark: Yersiz sözlerine çok gücendim.
simsarın
komisyoncunun
komisyoncu ücreti
inşaatçı hesabı
müşteri kılavuzu
c/s
= cycles per second.
taşıyıcının hakları Noun
birtakım ...ler Noun
bazı ...ler Noun
dişler Noun
tüketici seçimi
tüketici zevki
müşteri imzası
yönetim kurulu üyesi maaşı
malını mülkünü mirasçılar arasında paylaştırmak Verb
para çekme
abonmanı bırakmak Verb
herkesin
babasının mesleğini sürdürmek Verb
birinin tavsiyesine uymak Verb
kullanılması gereken dönemden çok önce malzeme stokları satın alan kişi
vadeli alım
müesses hisse senedi
parasının karşılığını almak Verb
ödediği paranın karşılığını almak Verb
kız(dır)mak, öfkelen(dir)mek, hiddetlen(dir)mek, tepesi atmak, kan beynine fırlamak.
High School.
Home Secretary (İçişleri Bakanı).
= here is.
he is.
he's a writer.
he has.
he's got two cars.
ev sahibinin tutumu
karının yaptığı masraflardan kocanın sorumluluğu
(bir kimsenin) muhayyilesinde/hayalinde.
Allah bilir. (Allahtan başka) kimse bilemez.
babasının firmasına girmek Verb
krala ait
devlet yolu: İngilterede millî hükümet, Kanadada provens hükümeti tarafından yaptırılan geniş karayolu.
Kraliçe hükümdar ise:
Queen's highway.
Noun
komşusunun neler karıştırdığını bilmek Verb
: -lim/-lım/-'üm/-lum.
Let's go: gidelim.
karısının parasıyla yaşamak Verb
(sigorta) belli başlı bir uluslararası sigorta piyasası
bu piyasa 1689 yılında Edward Lloyd'un Londra'nın iş merkezindeki kahvehanesinde gemi sahipleri Noun
denizciler ve tüccarların sigorta anlaşması yapmak üzere toplanması ile kurulmuştur
üyesi olan bir sigortacı (Lloyd's'un sigortacıları ancak Lloyd's acenteleri aracılığıyla sigorta yapar
ve bu acentelere sigortaların ödediği primler
Noun
uzun S: eskiden (genellikle İngilterede) kullanılan entegral işaretine benzer s harfi. Noun
m/s
meters per second.
m/s
meters per second per second.
müşterisinin isteklerini yerine getirmek Verb
yükümlülüklerini yerine getirmek Verb
davranışlarına dikkat etmek, hal ve hareketlerini düzeltmek, dikkatli olmak.
uslu/terbiyeli/kibar ol, terbiyeni takın, sözlerine/hareketlerine dikkat et.
…'lerin büyük kısmı Noun
ailesini ihmal etmek Verb
(reçetelerde) sol göz.
Old School/Old Series/Old Style.
ordinary seaman
= Office of Strategic Services.
master diplomasını almak Verb
eş inin kolunda
P&S
(borsa simsarlarının) alış ve satışlar(ı).
Passenger Steamer.
permanent secretary.
physical sciences.
police sergeant.
postscript.
Privy Seal.
prompt-side. Theatre
Public School.
US seyyar satıcı ruhsatı
hamallık ücreti
matbaacı çırağı matbaacı ruhsatı
terbiye, tutum, davranış. Genellikle
mind veya
watch fiilleriyle beraber kullanılır:
Mind
your p's and q's while your Grandmother is here: Büyük annen burada iken uslu/terbiyeli ol.
Noun
özür dileyen suçu kabul etmiş olur.
saniyede radyan (açısal hız birimi). Noun
yolculuğunun sonuna varmak Verb
aylığını almak Verb
haftalık ücretini almak Verb
birinin el yazısını tanımak Verb
masraflarını geri almak Verb
aklını başına toplamak, makul olmak
S
İngilizce alfabenin 19'uncu harfi. Noun
S
S şeklinde boru veya herhangi bir şey; Noun
S
sırada 19'uncu. Noun
S
kükürtün simgesi. Noun, Chemistry
S
south, southern; Adjective
S
Saint; Adjective
S
School; Adjective
S
Saturday; Adjective
S
Sunday; Adjective
S
September; Adjective
S
Section; Adjective
S
Senat. Adjective
S
Signor. Adjective
S
kükürt Noun, Chemistry
S&L
= Savings and Loan: biriktirme ve ödünç verme.
S&L associations: Biriktirme ve yardım sandığı.
small capitals: küçük majüskül harfler.
Bachelor of Science.
South Britain.
Sanitary Corps.
Security Council (of the U.N.).
Signal Corps.
South Carolina.
Supreme Court.
tarih zikretmeksizin.
doctor of science.
South Dakota.
standard deviation. Statistics
southeast(ern).
: özgül ağırlık.
Master of Science.
sergeant major.
State Militia.
= south-southeast.
= south-southwest.
shortwave.
southwest(ern).
S/S
= steamship.
(at ve sığırlarda) ishal, sürgün.
sözleşmede belirtilmiş kalitedeki malın satın alınması
gelecekteki fiyatı donduran
she is.
she has.
geminin tanıma işareti
dükkâncı gömleği
oğlunun borçlarını üstlenmek Verb
çelik üreten firmaların hisse senedi.
tedarikçi firmanın faturası
izin isteyerek gitmek Verb
master diplomasını almak Verb
vezne çeki (bir bankanın başka bir bankanın üzerine keşide ettiği ve veznedarına imzalattığı çek
there is.
there has.
doya doya, canının istediği kadar.
doyasıya, doya doya, kana kana, canının istediği kadar.
bugünkü
yarınki
(a) seyahat, yolculuk, (b) seyahatname.
a book of travels.
(ABD'de:
State's)
evidence (of a criminal): suç ortakları aleyhinde tanıklık etmek, suç ortaklarını ele vermek.
İki kişi eğlenir, üçüncüsü cansıkar.
yukarıda zikredilen.
yukarıdaki gibi.
United States.
United Service.
= Union of Soviet Socialist Republics: Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği.
düşüncelerini açığa vurmak Verb
White Russian Soviet Socialist Republic: Beyaz Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti.
parasının karşılığını istemek Verb
what does. What's the man say? = What does the man say?
Çıkmadık candan ümit kesilmez. Sentence
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Sentence
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

where has.
where's he been all night?
kadın hakları Noun
işçi kurulu
Ahrar al-Sham Proper Name, Organizations
on end
the twenty third letter of the Turkish alphabet
Abbreviation for "joint-stock company" Management
twenty second letter of Turkish alphabet
zenith

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Latin asıllı ... üçüncü harfi
  2. Fiilden fiil yapma eki

s
Latin asıllı ... ikinci harfi
s
Kükürt elementinin sembolü