(işçi

Turkish-English Phrases

işçi
foreman
işçi
blue-collar worker
işçi
laborer Noun
işçi
wage earner
işçi
employe
işçi
working man
işçi
establishment committee
işçi
jobholder
işçi
employee
işçi
hand
işçi
prole
işçi
workman
işçi
apron man
işçi
jack
işçi
workingman
işçi
wright
işçi
worker Noun, Law
(işçi , işveren anlaşmazlığı) global ihtiyati tedbir
blanket injunction
(işçi değerlendirme) puantaj sistemi
point plan
(işçi ilişkileri) tarafsız başkan
impartial chairman
(işçi ve memurların) durumun değerlendirilmesi
basis of rating
acemi işçi
general worker
acemi işçi
inexperienced worker
acemi işçi
unskilled labour
acemi işçi
clumsy workman
acemi işçi
substandard worker
acemi işçi
threshold worker
ağır işçi
navvy
ağır işçi
heavy worker
aydınlanmamış işçi
lumpenpetrol
becerikli işçi
facile worker
çalışkan işçi
earnest worker
çalışkan işçi
steady worker
ciddi işçi
serious worker
eğitilmemiş işçi
untrained labour
ehliyetli işçi
qualified worker
ehliyetli işçi
qualified operator
erişken işçi
adult worker
erişkin işçi
adult worker
erkek işçi
man
erkek işçi
male worker
fazla işçi
redundant employee
fazla işçi
redundant worker
fazla işçi
redundant employe
geçici işçi
temporary worker
geçici işçi
temporary employee
göçmen işçi
migrant worker
götürü işçi
jobbing workman
gündelik işçi
day labourer
gündelikçi işçi
knockabout
güvenilir işçi
able worker
hamarat işçi
deft worker
ihtiyari işçi
voluntary worker
ilave işçi
additional employee
işçi alma
recruiting
işçi alma
commitment of employees
işçi alma
labor recruitment
işçi almak
to engage workers Verb
işçi almak
to enroll workers Verb
işçi arkadaş
fellow worker
işçi ayaklanması
labor upheaval Noun
işçi ayartmak
to poach employees Verb
işçi bağlılığı
employe loyalty
işçi bağlılığı
employee loyality
işçi bayramı
labor day Noun
işçi bayramı
labour day Noun
işçi beklentileri
workers'expectations Noun
işçi bileti
workmen's ticket
işçi bileti
workman's ticket
işçi birliği
employee cooperation
işçi bütçesi
workmen's budget
işçi çevreleri
labor circles Noun
işçi çıkarma
job cutback
işçi çıkarmak
to pay off Verb
işçi çıkarmak
to lay-off workers Verb
işçi cirosu
employee turnover Noun
işçi cirosu
employe turnover Noun
işçi değerlendirme
employee rating
işçi derneği
employe's association
işçi dövizi
remittance Noun, Public Administration
işçi dövizleri
worker's remittances Noun
işçi dövizleri
immigrant remittances Noun
işçi egemenliği
ergatocracy
işçi eğitimi
worker training
işçi eğitimi
employee training
işçi emekliliği
employe retirement
işçi geliri
employe pension
işçi giderleri
workshop costs Noun
işçi grevi
walkout
işçi grubu
group of workmen
işçi güvenliği
employee security
işçi hakkı
employee right
işçi hakkı
employee's right
işçi hakkı
employe right
işçi hizmetleri
employe services Noun
işçi hizmetleri
employee services Noun
işçi ikramiyesi
employee bonus
işçi ikramiyesi
-'s bonus
işçi ilişkileri
employee relations Noun
işçi işbirliği
employe cooperation
işçi kıtlığı
short of hands
işçi komandoları
labor batallion Noun
işçi komitesi
worker s'committee
işçi konutları
workers'dwellings Noun
işçi konutları
workers'housing Noun
işçi konutları
worker's dwellings Noun
işçi kurulu
workers'council
işçi kuruluşu
labor organization
işçi listesi
list of employees
işçi mahallesi
labor settlement Noun
işçi mümessili
workers'delegate
işçi ordusu
army of workmen
işçi otobüsü
workers'bus
işçi partisi
labour party Noun, Politics-Intl. Relations
işçi piyasası
employment market
işçi şefi
workshop manager
işçi sendikası
occupational union Noun
işçi sendikası
blue collar union Noun
işçi sendikası
brotherhood Noun
işçi sendikası
labor union Noun
işçi şikâyetleri
employee grievances Noun
işçi sınıfı
the great unwashed
işçi sınıfı
labouring classes
işçi sınıfı
operative class
işçi sınıfı
working classes
işçi sınıfı
pleb
işçi sınıfı
proletariat
işçi sınıfı
labour
işçi sınıfı
blue collar people
işçi sorunları
labor problems Noun
işçi stajı
employee training
işçi stajı
employe training
işçi tahsisatı
labor allocation Noun
işçi talebi
labor demand Noun, Economics
işçi tarafı
shop floor
işçi tazminatı
worker s'compensation
işçi temsilcileri
workers'delegation Noun
işçi temsilciliği
employee's representation
işçi temsilciliği
labo u r representation
işçi temsilciliği
employes'representation
işçi temsilciliği
employees' representation
işçi temsilcisi
workers'delegate
işçi temsilcisi
steward
işçi temsilcisi
employees'representative
işçi temsilcisi
employee representative
işçi teşkilatı
employee organization
işçi teşkilatı
labor organization Noun
işçi toplamak
(US) to recruit workers Verb
işçi toplamak
to recruit workers Verb
işçi treni
workmen's train
işçi ücretleri
journeyman wages Noun
işçi ustası
master mechanic Noun
işçi vagonu
workpeople's train
işçi vagonu
workpeople train
işçi yerleştirmek
to place workers Verb
işçi yığılması
labor hoarding Noun, Economics
iyi işçi
to be a good worker
iyi işçi
good workman
iyi işçi
first hand
kaba işçi
unskilled workman
kadın işçi
female worker
kadın işçi
woman employee
kadın işçi
female operative
kalfa işçi
journeyman
kalifiye işçi
skilled workman
kalifiye işçi
skilled worker
kaliteli işçi
fine workman
kayıtlı işçi
conscripted employee
kayıtlı işçi
conscripted employee employe
kıdemli işçi
long-service employee
kıdemli işçi
long-service employee employe
kıdemsiz işçi
junior employee
kötü işçi
mediocre worker
maaşlı işçi
salaried employee
niteliksiz işçi
erk
niteliksiz işçi
cowboy
normal işçi
regular employee
normal işçi
normal worker
özürlü işçi
handicapped worker
profesyonel işçi
professional worker
sigortalı işçi
covered employee
sömürülen işçi
sweatee
ücretli işçi
wage worker
ücretli işçi
paid workman
usta işçi
master workman
uzman işçi
expert workman
uzman işçi
qualified worker
vasıfsız işçi
unskilled worker
vasıfsız işçi
dilutee
vasıfsız işçi
unskilled laborer Noun, Economics
yabancı işçi
student employee
yabancı işçi
guest worker
yabancı işçi
drafted labour
yabancı işçi
immigrant worker
yabancı işçi
foreign worker
yabancı işçi
foreign laborer Noun
yardımcı işçi
auxiliary worker
yardımcı işçi
subsidiary worker
yetenekli işçi
facile worker
Turkish-English phrases from Zargan's own database

işçi
Beden gücüyle ... kimse, amele