spot on!

English-Turkish Translation

  1. Tam isabet!
  2. Kesinlikle!
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

arrive on the spot
hemen gelmek Verb
be killed on the spot
hemencecik orada öldürülüvermek Verb
be on the spot within ten minutes
on dakika içinde orada olmak Verb
be put on the spot
hesap vermeye davet edilmek Verb
be put on the spot
hesaplaşmaya çağrılmak Verb
be without a spot on one's reputation
itibarı zedelenmemiş olmak Verb
buy on a spot basis
peşin satın almak Verb
carry out an inspection on the spot
hemen oracıkta teftiş etmek Verb
deal with a supplier on the spot
bir firma ile peşin ödeme karşılığı anında teslim anlaşması imzalamak Verb
evidence taken on the spot
mahallinde keşif
make investigation on the spot
olay yerinde tahkikat yapmak Verb
on the spot
(a) derhal, hemen, derakap, ânında, o anda. (b) oracıkta, hemen orada, olduğu yerde. (c)
ABD- argo
utandırıcı/müşkül bir durumda. (d)
argo hesap verme/izah etme durumunda. (e)
argo tehlike ile/ölümle karşı karşıya.
put someone on the spot
argo öldürmek.
pay on the spot
hemen nakit ödemek Verb
put a spot on …
…'i aydınlatmak/açıklamak/izah etmek.
put on the spot
(a) müşkül durumda bırakmak, (b) hesap vermeye/durumu açıklamaya mecbur etmek.
put one's finger on sb's weak spot
parmağını hassas noktaya basmak Verb
put one's finger on sb's weak spot
parmağını birinin zayıf noktasına basmak Verb
put someone on the spot
(US) birine meydan okumak Verb
sales on the spot
mahallinde satış
securities quoted on the spot market
spot piyasada kote edilen senetler Noun
sell on a spot basis
peşin satmak Verb
sell on a spot basis
spot olarak satmak Verb
spot on sb's reputation
birinin itibarına leke
touch on one's most sensitive spot
can damarına basmak Verb
verification on the spot
anında denetim
English-Turkish phrases from Zargan's own database