abide

English-Turkish Translation

  1. Intransitive Verb kalmak.
    abide with me: benimle kal.
  2. Intransitive Verb oturmak, ikamet etmek.
    to abide at/in a place: bir yerde ikamet etmek.
  3. Intransitive Verb devam etmek, sürmek, baki olmak.
    abiding happiness: sürekli mutluluk.
  4. Intransitive Verb beklemek, gözlemek.
    I will abide the coming of my father: Babamın gelmesini bekleyeceğim.
    I
    abide my time: Fırsat gözlüyorum.
  5. Intransitive Verb dayanmak, tahammül etmek.
    I cannot abide his impertinence. I cannot abide such a person.
  6. Intransitive Verb
    abide by: boyun eğmek, hürmet/riayet/itaat etmek, uymak, sadık kalmak, (sözünü/vaadini) tutmak.

    to abide by a promise: vaadini tutmak.
    to abide by a rule/a decision/a law: bir kurala/karara/yasaya uymak.
    I shall abide by your decision: Kararınıza uyacağım.
  7. Intransitive Verb katlanmak, boyun eğmek.
    to abide by the inevitable: kadere boyun eğmek.
  8. Intransitive Verb direnmek, sebat etmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

abide by one's agreement
sözünde durmak Verb
abide by one's promise
sözünde durmak Verb
abide by one's testimony
tanıklık ettiği şeyi onaylamak Verb
abide at a place
bir yerde ikamet etmek Verb
abide by
uymak Verb
abide by a contract
bir sözleşmeye uymak Verb
abide by a decision
karara uymak Verb
abide by a decision
bir karara uymak Verb
abide by a decision
bir hükme uymak Verb
abide by a law
bir kanuna göre hareket etmek Verb
abide by a plan
bir plana uymak Verb
abide by a promise
sözünde durmak Verb
abide by a resolve
bir karara uymak Verb
abide by a rule
kurala uymak Verb
abide by a treaty
bir antlaşmaya bağlı kalmak Verb
abide by an agreement
sözleşme hükümlerine riayet etmek Verb
abide by an agreement
bir sözleşmeye uymak Verb
abide by an agreement
antlaşmaya bağlı kalmak Verb
abide by an agreement
anlaşma hükümlerine riayet etmek Verb
abide by an agreement
sözleşmeye uymak Verb
abide by an arbitrager arbitragist award
hakem kararına uymak Verb
abide by an award
hakemin kararına uymak Verb
abide by an award
hakem kararına uymak Verb
abide by decision
bir karara uymak Verb
abide by law
kanuna göre hareket etmek Verb
abide by sb's arbitration
hakem kararına uymak Verb
abide by the consequences
sonuçlarına katlanmak zorunda kalmak Verb
abide by the consequences
neticesine katlanmak Verb
abide by the law
kanuna boyun eğmek Verb
abide by the law
kanuna uymak Verb
abide by the plan
plana uymak Verb
abide in a place
bir yerde ikamet etmek Verb
abide the event
işin sonucunu beklemek Verb
abide the test
test geçirmek Verb
he could not abide to look at it
ona bakmaya tahammül edemiyordu
I abide my time
uygun zamanı bekliyorum
I abide my time
fırsat kolluyorum
I cannot abide the laziness
tembelliğe tahammül edemem
not to be able to abide sb
birine tahammül edememek Verb
to abide by an arbitrator award
hakem kararına uyma
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. Noun monument
  2. Noun memorial
  3. Noun edifice
  4. Noun cenotaph
  5. Noun statue
  6. Noun commemoration
  7. Noun remembrance
  8. Noun token
  9. Noun pillar
  10. Noun relic
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

güzellik abidesi
paragon of beauty Noun
hürriyet abidesi
statute of liberty Noun
âbide
commemoration
âbide
memorial
âbide
monument
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir kişiyi, bir olayı gelecek nesillere ... veya mîmârî eser, anıt
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.