abroad

  1. Adverb yurt dışında
  2. Adverb yabancı ülke(de), yurt dışın(d)a.
    travel abroad: yurt dışına seyahat.
    to live abroad: yabancı
    ülkede yaşamak.
    capital invested abroad: yurt dışına yatırılan sermaye.
    to go abroad for an education: öğrenim için yurt dışına gitmek.
  3. Adverb dışarı, evin dışın(d)a.
    to walk abroad: (evden) dışarı çıkmak.
    A lion at home, a mouse abroad:
    Evde aslan, dışarıda fare.
    No one is abroad in the noon-day heat: Öğle sıcağında kimse dışarıya çıkmaz.
  4. Adverb ortalıkta, her taraf(t)a, halk arasında.
    to tell the news abroad: haberi her tarafa yaymak.
    The
    rumors of disaster are abroad: felaket haberleri ortalıkta dolaşıyor.
    scattered abroad: her tarafa dağılmış.
  5. Adverb etrafa, her yana.
    A tree spreads its branches abroad .
  6. Adverb dağınık, darmadağınık, yaygın.
    My mind is all abroad: Zihnim darmadağınıktır.
    The crew was
    all abroad: Erler her tarafa dağılmıştı.
    You are all abroad: Saçmalıyorsun (= sözlerin darmadağınık, birbirini tutmuyor).
ihtiyaçlarını dışarıdan sağlamak Verb
evde aslan, dışarıda fare
Yurtdışı Dernekler Büro Amirliği Noun, Organizations
Yurtdışı Teşkilatı Büro Amirliği Noun, Organizations
Yurtdışı Eğitim ve Araştırma Büro Amirliği Noun, Organizations
yabancı ülkedeki servet
yurtiçinde ve yurtdışında Adverb
dahilde hariçte
memlekette ve dışarıda
içte ve dışta
yurtdışında olmak Verb
yurtdışında oturmak Verb
dışarıda ikamet eden İngiliz uyruklu kimseler Noun
dışarda bir yerde birkaç kuruş yatırmış olmak Verb
dış ülkelerde üretim tesisleri kurmak Verb
yabancı ülkede yatırılmış sermaye
yabancı ülkeye gitmek Verb
dış rekabet
yabancı ülkelerdeki iş ilişkileri Noun
yabancı ülkelerdeki borç
yabancı ülkelerdeki borçlar Noun
Yurtdışı Vatandaş Hizmetleri Dairesi Noun, Organizations
Yurtdışı Vatandaşlar Dairesi Noun, Organizations
Dış İlişkiler ve Yurtdışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
ülke dışında mukim
dış alem faktör gelirleri Noun
memleket dışına patent başvurusunda bulunmak Verb
memleket dışında bir iş bulmak Verb
yurtdışında iş bulmak Verb
çabuk tanınmak Verb
dış ülkelerdeki askeri kuvvetler Noun
navlun dışarıda ödenecektir
dışarıdan Adverb
(uçağa, vapura) binmek Verb
öteberisini dışardan temin etmek Verb
yurtdışına çıkmak Verb
dış ülkelere gitmek Verb
memleket dışına çıkmak Verb
yurtdışına gönderilecek mallar Noun
yabancı ülkelerde tanıdıkları olmak Verb
yurtdışı merkez ve şubeler Noun
dış memleketlerden ithalat
dış ülkelerden ithalat
memleket dışındaki kazançlardan alınan gelir vergisi
dış ülkeden para akışı
yabancıların ülke içinde yaptığı yatırım
yabancıların memleket içinde yaptığı yatırım
dış ülkelerde yapılan yatırımlar Noun
dış ülkeye yolculuk
dış ülkeye seyahat
yurtdışında yaşamak Verb
ülke dışında yaşamak Verb
dış ülkelerden elde edilen net gelir
dış siparişler
memleket dışında mülk sahibi olmak Verb
ülke dışında elde edilen gelir üzerinden vergi ödemek Verb
memleket dışında elde edilen gelir üzerinden vergi ödemek Verb
memleket dışında ödenir
memleket dışında ödenebilir
memleket dışındaki bankalarca ödenebilir
memleket dışındaki bankalarca ödenebilir
memleket dışına havale
dış ülkelerden haberler
dış memleketlerden haberler
dış temsilci
dış temsilcilikler Noun
yurtdışında oturmak Verb
memleket dışında oturma
memleket dışında ikamet
memleket dışında oturan
memlekete dönmek Verb
bindirmek Verb
ihraç etmek Verb
yurtdışına göndermek Verb
memleket dışına para gönderme
kışı memleket dışında geçirmek Verb
(US) tatillerini memleket dışında geçirmek Verb
yabancı ülkede kalma
yurtdışında kalmak Verb
memleket dışında bir süre kalmak Verb
dışardan bir mal getirtmek Verb
demir almak Verb
bir şeyi etrafa yaymak Verb
haber yayıldı
iç ve dış siyaset
ülke dışında mukim
davul zurna ile ilân etmek, elâleme duyurmak.
tatillerini ülke dışında geçirmek Verb
fonların dış ülkeye transferi
dış ülkelere gitmek Verb
dış ülkeye yolculuk
yurtdışına yolculuk etmek Verb
yurtdışı giriş-çıkışları Noun
dış ülkeye yolculuk
yabancı ziyaretçi
memleket dışında görevde bulunmak Verb
ülke dışında görevde bulunmak Verb
trene binmek Verb
trene binmek Verb
bir şirket menfaatine yabancı memlekete gitmek Verb
şirket menfaatine yabancı memlekete gitmek Verb
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Noun, Organizations
Nafaka Alacaklarının Yabancı Ülkelerde Tahsiline İlişkin Sözleşme Noun, International Law
Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayriadli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Sözleşme Noun, International Law
Hukuki ve Ticari Konularda Yabancı Ülkelerde Delil Sağlanmasına Hakkında Sözleşme Noun, International Law
Yurtdışı Teşkilatı ve Koordinasyon Dairesi Noun, Organizations
Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlar ve Emlak Genel Müdür Yardımcılığı Noun, Organizations
Yurtdışı Teşkilatı ve Eğitim Öğretim Grubu Noun, Organizations