akın akın

yakın hısım, akraba, yakın kan bağı olan.
Cousins were too closely akin for marriage: Kardeş çocukları
arasındaki yakın kan bağı evlenmelerine engel idi.
Adjective
benzer, aynı özellikte/tabiatte.
feeling akin to fear: korkuya benzer bir duygu.
Something
akin to vertigo was troubling her: Başdönmesine benzer bir şey onu rahatsız edyordu.
Adjective
ilgili, alâkadar. Adjective
  1. rushing and surging in grounds
to trickle out of the theater Verb
invasion
influx
storm
incursion
(fish) run
rush
raid
assault
inroad
affluence
afflux
drift
excursion
forage
to attack Verb
to flock Verb
to raid Verb
incursions into the capital
to make incursions into the capital Verb
to raid a country Verb
to flock in from all quarters Verb
air raid Noun, Military
to arrive from all quarters Verb
Islamic raids Proper Name, History

Büyük istîlâ hareketlerinden önce düşman kuvvetleri ... düşman topraklarına salma hareketi